26 Temmuz 2016 Salı

SİVAS ABDULVAHABİ GAZİ TÜRBESİ

Sivas
Bir önce ki bölümde başladığım Sivas Aldulvahabi Gazi Camii ve Türbesi hakkında ki yazıma devam ediyorum.
Önce ki bölümde Camii ve Abdulvahabi Gazi hakkında bilgilere yer vermiş, resimlerini yayınlamıştım.
Bugünkü bölümde ise Abdulvahabi Gazi Türbesi hakkında bilgiler ve resimler olacak.
Ayrıca caminin içinde türbeye çıkan merdivenlerin sağ yanında Kanuni Sultan Süleyman'ın oğlu Şehzade Beyazid ve oğullarının kabirleri bulunuyor.
Bu bölümde Şehzade Beyazıd ve oğullarının kabirlerini de görebilirsiniz.




Türbe ve camii yüksek bir tepenin üzerinde yer alıyor.
Türbenin çevresinden Sivas'ı kuş bakışı görebilirsiniz.

Türbenin 2 girişi var.
Ön tarafta bulunan ayrıca camii girişi de olan kapıyı hanımlara ayırmışlar.
Kapıdan girince ayakkabılarınızı bırakabileceğiniz rafların olduğu bölüm ve namaz kılınabilecek bir alan var.

Caminin yan tarafında bulunan merdivenle çıkılan bölüm ise erkekler için hazırlanan giriş kapısı, bu kapıdan yine camiye de ulaşılıyor.

sivas
Giriş bölümünü geçtikten sonra merdivenlerden çıktığınızda sol tarafta camii bölümü var.
Aldulvahabi Gazi Camii hakkında hazırladığım yazı BURADA

 Camii kısmının önünde bulunan merdivenleri çıktığınız zaman Kanuni Sultan Süleyman'ın oğlu Şehzade Beyazid ve oğullarının kabirleri bulunuyor.

kanuninin oğlu şehzade bayezid
ŞEHZADE BAYEZID
Şehzade Bayezid (1525 - 25 Eylül 1561) , Kanuni Sultan Süleyman’ın Hürrem Sultan’dan olma şehzadelerindendir.
Babası henüz sağ iken kardeşi Şehzade Selim ile giriştiği taht mücadelesinde yenilmiş; sığındığı İran Şahı’nın sarayında babasının adamları tarafından oğulları ile birlikte boğularak öldürülmüştür. 
Bayezıd 1525 yılında İstanbul’da dünyaya geldi.
Babası Osmanlı padişahı Kanuni Sultan Süleyman, annesi Hürrem Sultan’dır.
11 Kasım 1539’da erkek kardeşi Cihangir ile birlikte sünnet edildi.
1541’de Macaristan seferine katıldı.
1546’da Karaman Sancak Beyliği ile görevlendirildi.
1548’de İkinci İran seferine çıkan babasını Akşehir’de karşıladı.
Kanuni 1553’te Nahcıvan Seferi’ne (3. İran seferi) çıkarken Bayezid’i taht muhafazası için Edirne’ye gönderdi.
Ordu sefere giderken Konya’da Şehzade Mustafa’nın boğdurulması ve ardından Şehzade Cihangir’in de hastalanarak Halep’te hayatını kaybetmesi üzerine Bayezid, tahtın iki varisinden birisi olarak kaldı.
Diğer varis, ağabeyi Şehzade Selim idi.
Bunlar daha babaları hayatta iken taht kavgasına tutuşmuşlar, uzun mücadeleler sonucunda, Kanuni Sultan Süleyman’ın, oğlu Selim’i desteklemesi sonucunda ne acıdır ki, Şehzade Beyazid ve oğulları öldürülmüştür.

 sivas
Bayezid ve oğullarının cenazeleri Sivas’ a getirilerek surların dışında bulunan "Melik-i Acem türbesi"'ne defnedilmiştir.
Bu türbe Abdulvahabi Gazi Camii içerisinde bulunur.
Şehzade Bayezid'in, Orhan, Ayşe, Abdullah, Osman, Mehmet ve Murad isimlerinde beş oğlu kızı ve bir kızı vardı.
Dört büyük erkek kardeş ve bir de babalarıyla beraber İran’da katledilirken, daha üç yaşında bulunan en küçük kardeş Bursa'da öldürülmüştür.
Abdulvehhab Gazi Camiinin içinde iki büyük iki küçük olmak üzere dört tane kabir vardır.
Bunlar caminin kuzey doğu köşesindedir.

Bu kabirlerin, bulunduğu bölümde, kabirlerin baş tarafında duvara asılmış bir levha ve bu levhada da şu ifadeler yazılıdır:
„ Şehzadeler Kanuni Sultan Süleyman’ın oğlu Bayezid ve oğulları, Osman, Orhan, Abdullah burada medfundur. Şehit masumlara Fatiha, 23 Temmuz 1562"

Şehzade Bayezid şairdi. 
Şiirde “Şahi” mahlasını kullanırdı. 
Türkçe ve Farsça divani vardır.

Babasına yazdığı manzum mektup;
“Ey serâser âleme Sultan Süleyman’ım baba
Tende cânum cânımın içinde cânânum baba
Bayezîd’ine kıyar mısın benim cânum baba
Bî-günâhım, Hak bilür, devletlû sultanum baba

Enbiyâ ser-defteri, yani ki Âdem hakkiçün
Hem dahi Mûsâ ile İsâ-i Meryem hakkiçün
Kâinâtın serveri, ol Rûh-i A’zam hakkiçün
Bî-günâhım, Hak bilür, devletlû sultanum baba

Sanki Mecnûn’am, bana dağlar başı oldu durağ
Ayrılup bi’l cümle mâl ü mülkden düşdüm ırağ
Dökerüm göz yaşınu vâ-hasretâ dadü’l-ferağ
Bî-günâhım, Hak bilür, devletlû sultanum baba

Kim sana arzeyleye hâlim eyâ şâh-ı kerîm
Anadan, kardaşlarımdan ayrılup kaldım yetîm
Yok benüm bir zerre isyânum, sana Hak’dır alîm
Bî-günâhım, Hak bilür, devletlû sultanum baba

Bir nice ma’sumum olduğun şehâ bilmez misin?
Anlarun kanuna girmekden hazer kılmaz mısın?
Yoksa ben kulunla Hak dergâhına varmaz mısın?
Bî-günâhım, Hak bilür, devletlû sultanum baba

Hak Teâla kim cihânun şahı itmüşdür seni
Öldürüp ben kulunu, güldürme şâhım düşmeni
Gözlerüm nuru oğullarımdan ayırma beni
Bî-günâhım, Hak bilür, devletlû sultanum baba

Tutalum, iki elüm başdan başa kanda ola
Bu meseldür söylenir kim, “kul günâh itse n’ola”?
Bayezid’in suçunu bağışla, kıyma bu kula
Bî-günâhım, Hak bilür, devletlû sultanum baba”
Kaynak

Şehzade Bayezid ve oğullarının kabirlerinin önünde ki kapıdan geçerek Abdulvahabi Gazi'nin kabrinin olduğu bölüme ulaşıyorsunuz.

sivas türbe
Aldulvahabi Gazi Hazretlerinin kabrinin bulunduğu bölüm camekanla kapatılmış.

ABDULVEHHAB GAZİ TÜRBESİ
Abdülvehhab Gâzi'nin Sivas'taki türbesi (Yukarı Tekke) 
Abdulvehhab Gazi türbesi, bugünkü haliyle sekizgen planlı olup tamamen kesme taşlardan yapılmıştır. 
Üzeri tek kubbelidir. 
Türbenin içinde sadece Abdulvehhab Gazi'nin mezarı vardır.
Abdulvehhab Gazi türbesinin kim tarafından ve kaç tarihinde yapıldığı bilinmiyor.
Fakat bu türbeyi ilk defa vakıf yapan meşhur Çakırhan oğlu Şerafeddin Ahmed Beydir.
Bu zat 726 Saban'inda (Miladi 1325) vakfiyesini tespit ettirmiştir. 
Vakfının mütevelliliğini de, Şeyh Muiniddin Ahmed bin Seyh Abdulaziz'i tayin etmiştir. (Vakfı esi Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivinde, 607 nolu defterde kayıtlıdır).

İkinci Bayezid zamanında Ahmet Pasa türbenin yanına bir mescit yaptırırken, türbeyi de yeniden yaptırmıştır.
Türbenin bakımı için görevlendirilme yapılmış ve bu vazifedarlara kâfi miktarda gelir vakfedilmiştir.
1160 senesinde Sivas Valisi bulunan Zaralı zade Mehmet Paşa tarafından Abdulvehhab Gazi vakfı tevsi ve kabri yanındaki Mescit genişletilerek bir minare, bir zaviye ve bir de çeşme ilave edilmiştir. 
Bu arada Türbe tamir görmüş ve ayrıca türbedara maaş bağlanmıştır.

Ahmed Hamdi Efendinin oğlu Müftü Numan Efendi, Zaralı zade Mehmet Paşa hakkında tanzim eylediği bir kasidesinde: 
"Sim ile oldu müzeyyen, mamur 
Merkadi pakii Abdulvehha"
Yani: "Abdulvehhab Gazinin kabri, türbesi imar edildi, gümüşle süslendi" beytiyle Abdulvehhab Gazi türbesinin tamirine işaret etmiştir.
(Bu bilgiler için bakınız: I.H. Uzunçarşılı, Sivas Şehri)

Evliya Celebi'nin Seyahatnamesinde bahsettiğine göre, Bağdat Fatihi 4. Murat Sivas'a gelip Abdulvehhab Gazi türbesini ziyaret etmiş ve türbenin duvarına şu beyti yazmıştır. 
“şu denlü devrede bu carhi devvar
Ne ben kala, ne hat kala, ne divar" 
Günümüz Türkçesi ile: 
Bu dönücü dünya o şekilde dönüyor ki, ne ben kalırım, ne yazı kalır, ne de duvar, demektir.

Camekanın üzerinde ki yazı da şunlar yazıyor;
Ashabımdan herhangi bir kimse bir ülkede ölürse kıyamet günü onlar (O ülke halkı) için bir lider ve nur olarak mahşere kaldırılır.
Hazreti Muhammed (S.A.V)'in sancaktarı Abdülvehhabi Gazi (R.A) Hazretleri bu makamda medfundur.



Türbenin son bölümünde dışarıya çıkışı olan demir bir kapı bulunmaktadır.
Yeni bir gezi yazısında görüşmek üzere...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yazmak için;
Google hesabınız yoksa "Anonim" bölümünü işaretleyerek
yorumunuzu yazabilirsiniz.