Bugün Evrenye gezimizde resimlerini çektiğim Evrenye Camii'nin resimlerini yayınlayacağım.
Camii köy meydanında, merkezi bir yerde çok güzel bir konumda yer alıyor.
Ne yazık ki caminin tarihi hakkında çok fazla bilgi edinemedim.
2010 yılında caminin restorasyonunu gerçekleştiren şirketin açıklamalarında 1940'lı yıllarda yapıldığı bilgisi var.
Caminin en sevdiğim taraflarından birisi de bu cıvıl cıvıl renkli çiçekleri ile Oya Ağacı oldu.
Hani neredeyse bakmalara ve resmini çekmeye doyamadım :)
Caminin bahçesinde Oya ağacı kadar etkileyici bir ağaç daha var.
Resimde gördüğünüz ağaç devasa boyutta bir ıhlamur ağacı.
Bizim gittiğimiz günlerde tam ıhlamur ağaçlarının çiçek açma mevsimiydi, mis gibi ıhlamur kokuları altında camii ziyaretimizi yaptık.
Evrenye camii dinlenme alanı ve şadırvanı.
Evrenye halkı deniz ve gemicilikle ilgili sektörlerde önemli yerlere gelmiş.
Tarihinden beri gemicilik hep köyün en önemli işleri olmuş.
Zaten bu sebeple köyün resmi adı "Gemiciler Köyü"
Üstteki resimde "Evrenye'den gemilerle çıktık yola, Süleymaniye Camii'nden selam ve dua daim ola" Cemal Baki Gürsoy ve Oğulları Ağustos 2011 yazıyor.
Yeni bir gezi yazısında görüşmek üzere...
31 Ağustos 2016 Çarşamba
30 Ağustos 2016 Salı
30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMI
Büyük taarruzun yıl dönümü olan 30 Ağustos Zafer Bayramı'mız kutlu olsun.
30 Ağustos
Her yıl bugün olur, Otuz Ağustos
İçime bir ordu havası dolar.
Başlar dimdik, gözler çelik, yüzler pos,
Bayrak imil imil, geçer ordular...
Geçer tunç adımlar demir göğüsler,
Geçer Mehmetçikler, geçer subaylar,
Hepsinin alnında zaferden süsler.
Geçer hayalimde bir bir alaylar.
Geçer toplar, geçer atlar, yağız, al,
Geçer dağlar, geçer yollar, şehirler...
Yangınlar üstünde ince bir hilal!..
Yaralılar düşe kalka geçerler.
Çılgın bir istekle bu şan akını
Afyon'dan, İzmir'e kaçlar çağıldar.
Unutmuş at gemi, kılıçlar kını,
Can canı unutmuş zafere kadar.
Ne var bu dünyada sana yakışan,
Alnında bir zafer sabahı kadar;
Sen Mehmetçik, söyle büyük kahraman,
Sana zafer kadar yakışan ne var?
Her yıl bugün olur, Otuz Ağustos,
İçime bir zafer havası dolar.
Başlar dimdik, gözler çelik, yüzler pos,
Bayrak imil imil, geçer ordular...
Ahmet Kutsi TECER
26 Ağustos 2016 Cuma
İNEBOLU EVRENYE KÖYÜ
Evrenye İnebolu'ya bağlı, muhteşem doğası, asırlık ağaçları, şahane evleri, bayanlara özel plajı olan bir köy.
Öncelikle şunu belirtmeliyim ki Evrenye hakkında çok fazla bilgim yok.
Evrenye, Abana-İnebolu yolunun üzerinde yer aldığı için İnebolu'ya her gidişimizde içinden geçiyoruz ama daha önce "burası nasıl bir yerdir?" diye bir kere bile durmamıştık.
2014 yılında içeriye de girdik, turist olarak şöyle bir köyün içinde gezdik, bu resimleri o zaman çektim.
Özellikle camisine, caminin bahçesinde ki dev ıhlamur ağacına ve muhteşem Oya ağacına, aşı boyalı tarihi evlerine, modern mimariye sahip son dönem evlerine, derenin kenarında ki sıra sıra ağaçlara, sakinliğine ve huzur ortamına bayıldım.
Ayrıca İnebolu'nun bir köyü olduğu için İnebolu'nun meşhur aşı boyalı evlerinden Evrenye de çok sayıda görebilirsiniz.
İlk resimleri Evrenye'ye giden yol güzergahından çektim.
Evrenye Camisinin bahçesinden ve civarından bol bol resim çektim, o resimleri bir sonra ki bölümde yayınlayacağım.
Ben Evrenye'yi ilk kez plajının çok konuşulması ile duymuştum.
Köyün en önemli özelliklerinden birisi de özellikle tatile gelen kadınlar için ayrıca bir bayanlar plajının olmasıydı.
Yaz aylarında hep bir şekilde lafı geçerdi plajın, hanımlar denize girmek için daha çok Evrenye'ye gitmek isterlerdi.
Bir sonraki bölümde Evrenye Merkez Camii ve civarından çektiğim resimler olacak.
Görüşmek üzere...
Öncelikle şunu belirtmeliyim ki Evrenye hakkında çok fazla bilgim yok.
Evrenye, Abana-İnebolu yolunun üzerinde yer aldığı için İnebolu'ya her gidişimizde içinden geçiyoruz ama daha önce "burası nasıl bir yerdir?" diye bir kere bile durmamıştık.
2014 yılında içeriye de girdik, turist olarak şöyle bir köyün içinde gezdik, bu resimleri o zaman çektim.
Özellikle camisine, caminin bahçesinde ki dev ıhlamur ağacına ve muhteşem Oya ağacına, aşı boyalı tarihi evlerine, modern mimariye sahip son dönem evlerine, derenin kenarında ki sıra sıra ağaçlara, sakinliğine ve huzur ortamına bayıldım.
Ayrıca İnebolu'nun bir köyü olduğu için İnebolu'nun meşhur aşı boyalı evlerinden Evrenye de çok sayıda görebilirsiniz.
İlk resimleri Evrenye'ye giden yol güzergahından çektim.
EVRENYE (GEMİCİLER) KÖYÜ;
Evrenye (Gemiciler), Kastamonu ilinin İnebolu ilçesine bağlı
bir köydür.
Gemiciler İnebolu'nun doğusunda, Abana yolu üzerinde bir
köydür.
Kastamonu'ya 102 km, İnebolu'ya 12, Abana'ya 9 km uzaklığındadır.
Adı Gemiciler Köyü olsa da eski adı olan Evrenye daha çok bilinir.
Tarihi;
Türk kavimleri ve aşiretlerinin Anadolu'ya gelip devletler
kurması ile Anadolu ve Karadeniz'in üst kısımları Türkleşmeye ve
Müslümanlaşmaya başlamıştır.
Osmanlı İmparatorluğunun kurulması ve genişlemesi
yıllarında, Fatih Sultan Mehmet Han Anadolu'daki Türk beyliklerini ve bu arada
Kastamonu'daki İsfendiyaroğulları Beyliği'nde Osmanlı İmparatorluğu'na ilhak
ettikten sonra Karadeniz kıyılarına hakim olan doğu imparatorluğunun bir
parçası durumuna gelmiştir.
Trabzon Rum İmparatorluğu'nda son vererek Osmanlı
Devleti'ne kattıktan sonra devleti güçlendirmek ve içerilerde yaşayan bütün
Türk ve Müslüman nüfusun sahil kıyı güvenliğini sağlamak, Karadeniz'den yapılan
ticareti kontrol edebilmek oralardaki yoğun ve zengin ormanlardan
yararlanılarak denizlere de açılabilmek için burada tersaneler kurup harp ve
ticaret gemileri inşa ettirmiştir.
Devlete bağlı ticari ve askeri leventler yetiştirmek için
buralara deniz işlerinden ve gemi yapımından anlayan (Osmanlıda uygulanan tımar
ve zeamet usulü ile) güvendiği Türk aileleri yerleştirmiştir.
Tarihçi yazar ve eşi Evrenye’li olan rahmetli Nurettin
Peker'in araştırmalarından ve elde edip yayınladığı belgelerden okuyup
öğrendiğimize göre 1500'lü yıllarda Rumlardan boşaltılan köy, Evrenye ve
yöresine böylece yerleşen ataları buralarda tersaneler kurarak Karadeniz, Ege
ve Akdeniz'de çalışabilecek o günün şartlarına küçük ve; büyük tonajda ahşap
kürekli ve yelkenli ticaret ve savaş gemileri yapıp çeşitli denizlerde ve
limanlarda ticaret yaparak gerektiği zaman da deniz savaşlarına katılarak
devletin gelişmesine ve güçlenmesine önemli katkılarda bulunmuşlardır.
Köyün geçmişi ile ilgili çok önemli bir husus yine tarihçi
yazar merhum Nurettin Peker'in araştırmalarından Anadolu'da ahi teşkilatının
kurucusu ve başı Ahi Evran Osmanlı Devleti'nin güçlenmesi için emrindeki
yakınları ve inananlarını Anadolu'nun muhtelif yerlerine dağıtmış ve onlara
"Gittiğiniz yerlerde yerleşin ve devleti güçlendirin" demiştir.
Bunlardan birisi oğullarından Evren Beydir.
Bir rivayete göre Evren Bey köye gelip yerleşmiş ve
hayatının sonuna kadar bu köyde yaşamıştır.
Bu nedenle köyün ismi Evrenye olmuştur.
Yakın zamana kadar da türbesi deniz kenarında idi, büyük
Evrenye yangınında yok oldu. Mezar taşı ve yazıları tarihçi yazar merhum
Nurettin Peker tarafından bulunarak meydana çıkarıldı.
Köyün geçmişini aydınlatan bu taş şimdi cami avlusunda büyük
bir itina ile korunmaktadır. Geçmişe ait başka bir rivayette ise köyün önünde
gemisi batan bir kaptanın yüzerek karaya çıkması ve ondan sonra da Evren Baba
namıyla köyümüze yerleşerek yaşadığı ve öldüğü söylenmektedir.
Ama bize merhum Nurettin Peker'in araştırmaları sonucu elde
ettiği bilgiler daha inandırıcı gelmektedir.
Büyük Türk gezgini Evliya Çelebi de meşhur Seyahetnamesi'nde
İnebolu'ya ve 12 km doğusundaki köye uğradığını, köyün güzelliğini, tarihi
çınarlarını, halkının çalışkanlığını ve devlete bağlılığını çok güzel bir
şekilde anlatmaktadır.
Evrenye kurulduğundan beri Evrenyeli ve İneboluların
devletin tüm savaşlarına bütün imkânlarıyla katkıda bulunmuştur.
Son olarak
Kurtuluş Savaşı'nda İstanbul'dan kaçırılan cephanelerin mağnalarla İnebolu'ya
sevkinde, karaya çıkarılıp kağnı arabalarıyla Ankara'ya ve Anadolu'ya
ulaştırılmasında kadın erkek, genç yaşlı bütün halkın emeği ve alın teri
vardır.
Onun için Türk Devleti'nin kurucusu Türk Orduları'nın başkumandanı
Mustafa Kemal Atatürk, Kurtuluş Savaşı'nın en karanlık günlerinde "Gözüm
Sakarya'da kulağım İnebolu'da" demiştir.
Savaş kazanıldıktan sonra da yöre
halkının bu fedakârlığını İnebolu Mağnacılar Cemiyeti'ne Türkiye Büyük Millet
Meclisi kararıyla İstiklal Madalyası vererek ödüllendirmiş ve savaş sonrası
İnebolu'ya gelerek halkı kucaklayıp, teşekkür etmiştir.
Evrenye Limanı
Köy meydanı
Evrenye Merkez Camii
Evrenye Camisinin bahçesinden ve civarından bol bol resim çektim, o resimleri bir sonra ki bölümde yayınlayacağım.
Ben Evrenye'yi ilk kez plajının çok konuşulması ile duymuştum.
Köyün en önemli özelliklerinden birisi de özellikle tatile gelen kadınlar için ayrıca bir bayanlar plajının olmasıydı.
Yaz aylarında hep bir şekilde lafı geçerdi plajın, hanımlar denize girmek için daha çok Evrenye'ye gitmek isterlerdi.
Bir sonraki bölümde Evrenye Merkez Camii ve civarından çektiğim resimler olacak.
Görüşmek üzere...
25 Ağustos 2016 Perşembe
İNEBOLU 2014
Bugünkü bölümümüzde Kastamonu'nun en çok bilinen ilçelerinden birisi olan İnebolu'dayız.
İnebolu tam bir sahil şehri, denize kıyısının olması turistik açıdan, limanının olması ise ticari açıdan ilçeyi kalkındırıyor.
Bu bölümde önce sahilde ki bir çay bahçesinden manzara resimleri daha sonra İnebolu içinden resimler olacak.
Ve bu bölümün bonusu, ünlü yazar Oğuz Atay'ın İnebolu'da doğduğu evin resimleri bu bölümde olacak.
İnebolu'da da diğer sahil şehirlerinde olduğu gibi sahil şeridinde çok sayıda çay bahçesi bulunuyor.
OĞUZ ATAY KİMDİR?
İnebolu'nun en sevdiğim özelliklerinden birisi de bu güzelim aşı boyalı evleri.
2014 yılında üstteki resmi çektiğimde solda ki ev çok harap bir haldeydi.
Bir kaç gün önce internette dolaşırken bu sayfada bu harap evin tadilattan geçmiş restorasyon olmuş halini gördüm, çok güzel bir çalışma olmuş.
Darısı diğer restorasyon gereken binaların başına İnşallah.
Abana'ya doğru yol aldık gidiyoruz.
Yollar ne yazık ki hep böyle virajlı ve dar.
Ufukta görünen yer, resmi adı ile "Gemiciler" halk arasında ki adı ile "Evrenye" bu şirin yerleşim yeri bundan sonra ki yazı konumuz olacak.
Görüşmek üzere...
İnebolu tam bir sahil şehri, denize kıyısının olması turistik açıdan, limanının olması ise ticari açıdan ilçeyi kalkındırıyor.
Bu bölümde önce sahilde ki bir çay bahçesinden manzara resimleri daha sonra İnebolu içinden resimler olacak.
Ve bu bölümün bonusu, ünlü yazar Oğuz Atay'ın İnebolu'da doğduğu evin resimleri bu bölümde olacak.
İnebolu, kuzeyden Karadeniz’le, doğudan Abana ve Bozkurt,
batıdan Doğanyurt, güneyden ise Devrekani ve Küre ilçeleri ile çevrilidir.
Kastamonu İlinin kuzeyinde yer alan ilçe toprakları, kıyıdaki dar bir ova şeridi ile
bunun hemen güneyinde yer alan ve kıyıya doğru paralel uzanan Küre Dağları ile çevrelenmiştir.
Batıdan Doğanyurt çayına, doğuda ise Göynük Dağının batıya dönük yamaçlarına kadar uzanmaktadır.İnebolu'da da diğer sahil şehirlerinde olduğu gibi sahil şeridinde çok sayıda çay bahçesi bulunuyor.
Oğuz Atay'ın İnebolu'da dünyaya geldiği ev.
Keşke içeri girmek mümkün olsaydı, keşke bina müze olarak düzenlenebilseydi.
OĞUZ ATAY KİMDİR?
Türk roman, öykü ve oyun yazarı Oğuz Atay, 12 Ekim 1934
tarihinde İnebolu da dünyaya geldi.
Babası, VI. ve VII. dönem Sinop, VIII. dönem Kastamonu
Milletvekilliği yapan Cemil Atay'dır.
1951'de bugünkü adı Ankara Koleji olan Ankara Maarif
Koleji'ni, 1957'de de İTÜ İnşaat Fakültesi'ni bitirdi.
Üç yıl sonra İstanbul Devlet Mühendislik ve Mimarlık
Akademisi (şimdiki Yıldız Teknik Üniversitesi) İnşaat Bölümü'nde öğretim üyesi
oldu.
1975'te doçent olan Atay, Topografya adlı bir de mesleki
kitap yazdı.
Çeşitli dergi ve gazetelerde makale ve söyleşileri
yayınlandı.
Oğuz Atay, Tutunamayanlar'ın 1971-72'de yayınlanmasından
sonra, önemli bir tartışmanın odak noktası oldu.
Bu romanıyla 1970 TRT Roman Ödülü'nü kazandı.
Türk edebiyatının en önemli eserlerinden biri olan
Tutunamayanlar, eleştirmen Berna Moran tarafından, "hem söyledikleri hem
de söyleyiş biçimiyle bir başkaldırı" olarak nitelendirilmiştir. Moran'a
göre Tutunamayanlar'daki edebi yetkinlik, Türk romanını çağdaş roman
anlayışıyla aynı hizaya getirmiş ve ona çok şey kazandırmıştır.
Oğuz Atay, beyninde çıkan bir tümör nedeniyle büyük projesi
"Türkiye'nin Ruhu"nu yazamadan 13 Aralık 1977 tarihinde, İstanbul'da
hayatını kaybetmiştir.
Edirnekapı Sakızağacı Mezarlığı'na defnedildi.
Eserlerinde düşle gerçeğin birbirine karışması,
üst kurmacanın kurgunun ana ilkesi olması Oğuz Atay’ı postmodernist roman
kategorisinde eser veren ilk yazar yapmıştır.
Oğuz Atay, özellikle Tutunamayanlar romanında, modern şehir
yaşamı içinde bireyin yaşadığı yalnızlığı, toplumdan kopuşları ve toplumsal
ahlaka, kalıplaşmış düşüncelere yabancılaşan, tutunamayan bireylerin iç
dünyasını anlatır.
Yapıtları eleştiri, mizah ve ironi barındırır.
Kastamonu Valiliği kendisi adına 2007 yılından beri Oğuz
Atay Edebiyat ödülleri vermektedir.
Kaynakİnebolu'nun en sevdiğim özelliklerinden birisi de bu güzelim aşı boyalı evleri.
Bir kaç gün önce internette dolaşırken bu sayfada bu harap evin tadilattan geçmiş restorasyon olmuş halini gördüm, çok güzel bir çalışma olmuş.
Darısı diğer restorasyon gereken binaların başına İnşallah.
Restorasyon sonrası
İnebolu Limanı
Abana'ya doğru yol aldık gidiyoruz.
Yollar ne yazık ki hep böyle virajlı ve dar.
Ufukta görünen yer, resmi adı ile "Gemiciler" halk arasında ki adı ile "Evrenye" bu şirin yerleşim yeri bundan sonra ki yazı konumuz olacak.
Görüşmek üzere...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)