27 Aralık 2017 Çarşamba

BEYKOZ KORUSU

Muhterem'le Geziye
Beykoz'a 2 yıl önce kardeşimle yaptığımız gezinin ayrıntılarını yayınlamaya devam ediyorum.
Bugün Beykoz Korusunun içinde çektiğim resimlerin ilk bölümünü yayınlayacağım.
Bu bölümde koruya sahil bölümünde ki kapıdan giriş, sosyal tesislerin olduğu alan ve ceylan maketinin ve mini şelalenin olduğu yere kadar olan bölümün resimlerini yayınlayacağım.
2. bölümde ise yürüyüş yollarını, çevreyi ve diğer kapının civarında yer alan kır kahvesinin resimlerini yayınlayacağım.




Beykoz Korusu yol tarifi
Beykoz Korusuna Nasıl Gidilir?
Deniz yolu ile;
Beykoz'a ulaşım için en pratik ve hızlı yol; Avrupa yakasında İstinye'den Paşabahçe'ye kalkan özel tekne seferleri ile Yeniköy ve Beykoz arasında çalışan tekneleri kullanmaktır. Diğer bir yol; Çengelköy, İstinye ve her iki semtin arasındaki diğer semtleri de birbirine bağlayan şehir hatları vapur seferleri ile Kanlıca'ya gelmek ve buradan otobüse binerek Beykoz'a ulaşmaktır.

Ayrıca; Eminönü, Kabataş veya Beşiktaş'tan Üsküdar'a vapurla geçerek (Beşiktaş-Üsküdar arası çalışan teknelerde kullanılabilir) ve sonrasında Beykoz istikametine giden dolmuş veya otobüslere de Beykoz'a ulaşım mümkündür. 
Karayolu ile;
Mecidiyeköy'den 121A-Beykoz-Mecidiyeköy otobüsüne binebilirsiniz.
Marmaray ile Üsküdar'a gelirseniz, oradan sahil boyunca giden otobüsler ile koruya ulaşabilirsiniz.
İ.E.T.T'nin Beykoz Korusunun önünden geçen bütün hatlarını 👉BURADAN öğrenebilirsiniz.

Bu geziyi yaptığımız gün kız kardeşimle Yeniköy iskelesinden motora binerek Beykoz iskelesine ulaştık.
Oradan kısa bir sahil yürüyüşü ile korunun olduğu yere ulaştık.
Kelle İbrahim Caddesi üzerinde bulunan üst geçit (üstte ki resim) ile koruya giriş yaptık.
Koruda kısa bir gezi ve yürüyüş yaptıktan sonra İstanbul Büyükşehir Belediyesinin işlettiği Beykoz Korusu Sosyal Tesislerinde kahvaltı yaptık.
Sosyal tesislerle ilgili ayrıca bir bölüm yayınlayacağım.

Beykoz Korusu Hakkında Kısa Bilgi;
Beykoz Korusu ya da bilinen diğer adı ile Abraham Paşa Korusu, İstanbul Boğazı sırtlarında, Beykoz Merkez mahallesi ile Paşabahçe mahallesi arasında geniş bir arazi üzerine yayılmıştır. Yüzölçümü 27,9 hektardır. Boğaz'a bakan yamaçlardan başlayarak içlerde Riva'ya kadar uzanır. Doğuda doğal ormanlarla bütünleşir.

Koru adını, Mısır Hıdivi Mehmet Ali Paşa'nın yakın adamlarından olan Ermeni kökenli Erem Amira'nın torunu Abraham Paşa'dan (1833-1918) almaktadır. Abraham Paşa, dönemin Osmanlı padişahı Abdülaziz'le dostluk kurmuş ve bir rivayete göre padişahla oynadığı bir tavla oyununda galip gelmesi üzerine bu korunun bulunduğu geniş araziyi kazanmıştır. Ayrıca Abraham Paşanın koru içerisinde yaptırdığı ve Abdülmecid’e hediye ettiği köşk, 1937 yılında yanarak yok oldu. Beykoz Fidanlığı içinde yer alan Tarihi Abraham Paşa Çiftliği’nde restorasyon çalışmaları devam ediyor.

Abdülaziz'in ardından Osmanlı tahtına çıkan II. Abdülhamit, Abraham Paşa'nın İstanbul'da sahip olduğu geniş topraklardan rahatsızlık duymuş, bu araziyi kendisinden satın alarak, Paşabahçe Koyu'na bakan bölümünü Hürriyet Bahçesi adıyla park olarak düzenleyerek halkın kullanımına sunmuştur.

Koru, Abraham Paşa'nın mülkiyetindeyken, Fransız bahçe uzmanları tarafından düzenlenmiş, içinde köşkler, kuşhaneler ve havuzlar inşa edilmiştir. Türkiye ikliminde doğal olarak yetişmeyen, yurt dışından getirilmiş egzotik bitki ve ağaçlar dikilmiştir. Koru içinde küçük bir tiyatro yaptırılmışsa da, bu tiyatro 1937 yılında çıkan bir yangında yıkılmıştır. İki büyük yapay mağara, beş havuz, kayalarla oluşturulmuş 3 yapay çağlayan bulunmaktadır. Havuzlardan birinin içinde küçük bir yapay ada vardır.
Günümüzde İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne ait olan koru, halkın ziyaretine açıktır. İçinde iki otopark, iki kır kahvesi, bir restoran, iki sera, açık spor alanları, çocuk parkı, oturma terasları ve piknik alanları bulunmaktadır. Boğaz tarafından Eski adıyla Karacaburun, bugünkü adıyla Kelle İbrahim Caddesi'nden ve kuzeyden Kavakdere Caddesi aracılığıyla koruya ulaşılabilir.

Koruda bulunan ağaçlar arasında sekoya, kırmızı yapraklı karaağaç ve Japon saforası gibi nâdide türler bulunur. Bunların yanı sıra çok miktarda atkestanesi, çınar, ıhlamur, meşe, erguvan ve akasya türü de bulunur. Beykoz Korusunda yörenin doğal türlerinin başında gelen Meşe türleri, Akçaağaç türleri, Kestane, Gürgen, Defne, Akasya ağaçlarının yaygın olduğu görülmektedir. Daha sonra bu türlere eklenen Mantar Meşesi, Sekoya ve Japon Soforası sağlıklı olarak yaşamını sürdürdüğü görülmektedir.

Beykoz Korusunun mülkiyeti İstanbul Büyükşehir Belediyesine ait olup, 280.000 m2’lik bir alana sahiptir. Bir kent ormanı statüsünde olan Beykoz Korusunun sahip olduğu tarihsel ve kültürel değerlerden dolayı bir bütün halinde korunup, geliştirilmeye çalışılmaktadır. Korunun doğal yaşamının zarar görmemesi için Koru derinlikleri araç trafiğine kapatılmıştır. Tüm İstanbul halkına hizmet veren bu Canlı Doğa Mirası, kendisini ziyarete gelen ziyaretçilerini en iyi şekilde ağırlamaktadır.

Beykoz Korusunun Kuzey Batısında soğuk piknik yerleri Beykoz dışından gelen halk için rekreasyon alanıdır. Koruda çok çeşitli ağaçların içerisinde güzel kokulu bitkilerin bulunduğu kıvrımlı doğal yürüyüş parkurunda yürürken, oksijen zengini boğaz havasını solumak, çeşitli kuşların ötüşünü dinlemek, ağaçların tepelerinde akrobasi gösterisi yapan sincapları izlemek ayrı bir heyecan vericidir.

Boğazın incilerinden biri olan Beykoz Korusu; o güzelliklerinin içinde mevsimlik çiçekler, laleler, egzotik bitkiler ile bezenmiş, temizlenmiş, aydınlatılmış, güvenlik görevlileri ile korunmuş, yeni tasarımlı fonksiyonel çocuk oyun alanları ve yetişkinler için spor aletleri ile hazırlanmış olup, yeni bir haftanın enerjisinin depolanması için siz halkımızı beklemektedir.
Kaynak; http://www.anadoluparkbahceler.com/makale.php?baslik=beykoz-korusu-abraham-pasa-korusu&no=1

sonbahar resimleri
Bizim koruya gittiğimiz günlerde (25 Aralık) İstanbul'da sonbahar havası vardı.


Beykoz Korusunun en önemli yapılarından biriside sosyal tesisler.

Sosyal tesislerle ilgili resimleri ayrıca yayınlayacağım.


Beykoz korusunda da diğer park ve korularda olduğu gibi taştan sincap heykelleri var.

Şansınız varsa  sincapları canlı olarak da görebiliyorsunuz.



 Beykoz korusunun arazi yapısı biraz yokuş.
Tesislerin önünden yukarıya doğru yürümeye başladık.

Pek çok yerde çocuklar için ayrı ayrı çocuk parkları hazırlanmış.


Bu geziyi 2 yıl önce 2015'te yapmıştık, o günlerde yeni bir mescid çalışması vardı.




şelale
İnsanı dinlendiren şırıl şırıl su sesleri altında, bu alanda saatlerce kalabilirdim. 
Eminim bu kısımda hatıra resmi ve selfie çektirmek için hafta sonları bayaa beklemek gerekiyordur.

Korunun diğer giriş kapısına doğru yürümeye devam ettik.
Diğer resimleri bir sonra ki bölümde yayınlayacağım.
Görüşmek üzere...

2 yorum:

Yorum yazmak için;
Google hesabınız yoksa "Anonim" bölümünü işaretleyerek
yorumunuzu yazabilirsiniz.