8 Kasım 2008 Cumartesi

TEMMUZ-EKİM AYLARINDA KÖYÜMÜZ

Bir yerin farklı zamanlarda ve mevsimlerde çekilmiş resimlerini çok severim.
İki yıl önce "Yaz-Kış Abana" başlıklı yazımda Abana'nın kışın ve yazın aynı yerden çekilmiş resimlerini yayınlamıştım.
Daha sonra böyle bir şey yapamadım.
Bu yıl Temmuz ayında gittiğimiz köyümüze, Ekim ayında Bayram tatilinde tekrar gittik.
Hayatımda ilk defa köyümüzü bu mevsimde gördüm.
Yazın Temmuz ayında çektiğim resimleri birde Ekim ayında çektim.
Ekim ayında tekrar köye gideceğimi bilseydim, daha çok ve planlı resimler çekerdim.
Arada belki çok büyük fark yok, ağaçlar biraz sararmıştı ama yapraklarını çok dökmemişlerdi.
1. resimdeki yeşillikler yağan güz yağmurlarının etkisiyle her yerde büyümüşlerdi.



İlk karşılaştırmalı resimlerimiz amcama gittiğimiz zaman resimlerini çektiğim Çatalzeytin-Arıca Köyünden.
1. resim Temmuz ayında çekildi,2.resim Ekim ayında.
En büyük fark ıhlamur ağacının ıhlamurlarının toplanmış olması.


Bu iki resimde yine aynı yerden,Arıca köyünden.
Aradaki fark ağacın sararıp,yapraklarını dökmesi ve altındaki piknik masasının sonbaharda kaldırılmış olması.


Bu resimde gördüğünüz yer, eşimin abisinin İsmail Köyündeki evinin bahçesi.
Köye gidince bu evde kalıyoruz ve evin bahçesi ile piknik masası bizim en sevdiğimiz yer.
2 resim arasındaki fark, olgunlaşıp siyahlaşan üzümler.


Yine aynı bahçe, ilk resimde olgunlaşmamış üzümleri,
2. resimde kararan-olgunlaşan üzümleri görebilirsiniz.


Bu resimde asma dalının Temmuz ve Ekim'de çekilmiş halini görebilirsiniz.


Kastamonu'nun kestanesi meşhurdur.
Bursa kestanesi gibi iri değildir ama tadı çok lezzetlidir ve bol miktarda bulunur.
Yazın gittiğimizde bütün kestane kozakları yemyeşildi.


Bu yıla kadar hiç kestaneyi kozağının içinde görmemiştim.
Ben kestane kozağının içinde sadece 1 kestane bulunduğunu zannederdim, meğer 2-3 tanesi bir kozağın içinde oluyormuş.
Bu arada bu dikenli kılıf kestaneyi toplarken çok zorluk çıkarıyor.
Allah'tan tahta maşalar var onlarla topluyorlar.
Daha sonra kılıflarından ayırıyorlar.


Yazın yemyeşil bıraktığımız üzümleri, olgunlaşıp kararmış olarak görmek çok güzeldi.

Çardakta 2-3 farklı cinste üzüm var.
Üstteki resimde görünen üzümün salkımları çok düzenli,görüntüsü çok güzel.
Alttaki üzümün ise salkımları daha dağınık ama kokulu üzüm olduğu için herkes ondan yemek istiyor.






Yazın hava açık ama sonbaharda bol bol sis ve yağmur oluyor.




Resimde görünen küçük kulübe eşimin ailesine ait olan samanlık.
Yazın yemyeşil olan çevrenin sonbaharda nasıl sarardığını alttaki resimde görebilirsiniz.







Armut ağacında tek tük meyva kalmıştı ve yazın yemyeşil olan yaprakları kırmızıya dönmüştü.


Bunlarda muşmula-döngel olarak bilinen bir meyva.
Ekim ayında biraz daha olgunlaşmıştı.


Bu gördükleriniz salatalarda kullandığımız kırmızı lahana, büyümeye başladığında açık olan yaprakları gittikçe kapanıp, rengi kızararak yenmeye hazır hale geliyor.


Kırmızı-mor lahana Ekim ayında iyice olgunlaşmış, yenmeye hazır hale gelmişti.

Hiç beyaz lahanayı tarlada görmemiştim.
Yazın karalahanadan farkı olmayan lahanalar,sonbaharda top top beyaz lahanaya dönmüştü.


Temmuz'da toplayıp yediğimiz kıvırcıklar,Ekim ayında tohuma bırakılmış haliyle bizi karşıladı.

Yeni bir gezide görüşmek üzere!....

3 yorum:

  1. Hem köyünüzün doğal güzellikleri, hemde bu fotoğraf konusu şahane olmuş. Öncesi ve sonrası şeklinde. Böylesine güzel bir köye sahip olduğunuz için çok şanslısınız.

    Sevgilerimle
    Seray

    YanıtlaSil
  2. Adsız23:56

    S.a.Merhaba Muhterem hanım,bende Kastamonu'lu biri olrak sitenizi ilgi ile takip ediyordum.Ama bir süredir yasaklar yüzünden ulaşamıyordum.Yasakların kalkmış olmasına çok sevindim.Özellikle memleketimin yemeklerini birebir aynısını görmek beni çok memnun etti,sanki bizim mutfağımızmış gibi sizde kendimizi görüyoruz.Başarılarınızın devamını dilerim sevgilerimle.

    YanıtlaSil
  3. Adsız21:20

    ben de tosyada 3 yıl kaldım çok güzel yerlerdi gerçekten.

    YanıtlaSil

Yorum yazmak için;
Google hesabınız yoksa "Anonim" bölümünü işaretleyerek
yorumunuzu yazabilirsiniz.