Hidiv (Hıdiv) kasrı İstanbul'un nadide köşklerinden birisi, Boğaziçi'nin eşsiz değerlerinden birisidir.
Çubuklu Korusu'nun içinde yer alır ve Lale festivalinde yüzlerce çeşitte, binlerce lale dikilen önemli bir noktadır.
Açıkçası daha önce hiç Hidiv Kasrına yada Çubuklu korusuna gitmemiştim.
22 Nisan'da eşimle birlikte gittik.
Köprüyü geçtikten sonra Kavacık tarafından tabelaları takip edip, ulaştık.
Fakat bırakın arabayı park edecek yeri bulmayı kalabalıktan yolda ilerleyemedik bile, baktık ki girişte arabayı bırakamayacağız arabayla yan yoldan ilerledik.
Meğer alt tarafta korunun başka bir kapısı varmış.
Üstelik şatoya benzeyen muhteşem mimarisi olan bir binanın içinden geçerek koruya giriş yapılıyor.
Binayı ve koruyu görünce "iyi ki ön kapıda park için yer bulamamışız" dedim.
O zaman hem şatoya benzeyen binayı, hem koruyu, hemde Boğaziçi ve Hidiv Kasrını uzaktan kuş bakışı görebildiğiniz seyir terasını göremeyecektim.
Koru hafif yokuş gibiydi ama ben o kadar mutluydum ki yürüdüğüm yolun zorluğunu hiç fark etmedim : )
Biz aşağıda ki kapıdan girerek koruyu geçtik, kasrın olduğu bölümde ve kasrın içinde dolaşıp, tekrar arabayı bıraktığımız yere geri döndük.
Bugünkü konumuz Hidiv Kasrı, bir sonraki bölüm de laleleri, en sonunda da Çubuklu korusunu ve şatoya benzeyen giriş kapısının olduğu bölümden resimler görebilirsiniz.
Yazının sonunda Hidiv Kasrı için hazırladığım video klibi izleyebilirsiniz.