Karadeniz turumuzun o günkü son durağı Kastamonu'nun güçlü ilçelerinden birisi olan, sarımsağın başkenti sayılan Taşköprü oldu.
Günün son duraklarından birisi olduğu için, vaktimiz kalmadığı için ne yazık ki Taşköprü'yü ayrıntılı bir şekilde gezemedik, sadece Taşköprü'nün simgesi ve ismini aldığı yapı olan taş köprünün civarında ki parka gittik.
Bu resimleri o parktan çektim.
Şimdilik taş köprü ve sarımsak heykeli resimleri var ama eminim önümüzde ki yıllarda daha ayrıntılı bir gezi yaparak daha çok resim paylaşacağım.
27 Mart 2014 Perşembe
24 Mart 2014 Pazartesi
SİNOP GERZE DERE CUMA CAMİİ
Mini Karadeniz turumuzu tamamlamak üzereyiz.
Sinop'tan dönerken oğlum beni çok seveceğim bir yere götüreceğini söyledi.
Tarihi 400 yıl öncesine kadar uzanan Tarihi Dere Cuma Camisi oğlumun bana sürprizi oldu.
Bu camiyi açıkçası daha önce hiç duymamıştım ama oğlum beni daha önce Kastamonu-Daday'da bulunan yine tarihi bir cami olan Kasaba Köyü Mahmut Bey Camisine götürdüğü için, bu tür yerleri çok sevdiğimi biliyor.
Tarihi bu kadar eski mekanları görmeyi çok seviyorum, yılların yaşanmışlığını üzerinde taşıyan yerler beni çok etkiliyor.
Dere Cuma Camisinin restore edilmeden önce ki resimlerini de görünce arada ki farka inanamadım.
Caminin restore edilip, tekrar muhteşem günlerine geri dönmesine yardımcı olanlardan, maddi ve manevi emeği geçen herkesten Allah razı olsun.
Sinop'tan dönerken oğlum beni çok seveceğim bir yere götüreceğini söyledi.
Tarihi 400 yıl öncesine kadar uzanan Tarihi Dere Cuma Camisi oğlumun bana sürprizi oldu.
Bu camiyi açıkçası daha önce hiç duymamıştım ama oğlum beni daha önce Kastamonu-Daday'da bulunan yine tarihi bir cami olan Kasaba Köyü Mahmut Bey Camisine götürdüğü için, bu tür yerleri çok sevdiğimi biliyor.
Tarihi bu kadar eski mekanları görmeyi çok seviyorum, yılların yaşanmışlığını üzerinde taşıyan yerler beni çok etkiliyor.
Dere Cuma Camisinin restore edilmeden önce ki resimlerini de görünce arada ki farka inanamadım.
Caminin restore edilip, tekrar muhteşem günlerine geri dönmesine yardımcı olanlardan, maddi ve manevi emeği geçen herkesten Allah razı olsun.
16 Mart 2014 Pazar
SİNOP KALESİ
Sinop gezimiz sırasında şehrin pek çok yerinde Sinop Kalesi'ne ait burçlar ve yapılar gördük.
Ayrı ayrı da olsa gördüklerimizin resmini çektik.
Sinop kalesi eğer bütünlüğünü koruyabilseydi, oldukça büyük bir alana yapılmış muhteşem bir yapıymış.
Ayrı ayrı da olsa gördüklerimizin resmini çektik.
Sinop kalesi eğer bütünlüğünü koruyabilseydi, oldukça büyük bir alana yapılmış muhteşem bir yapıymış.
13 Mart 2014 Perşembe
SİNOP SAHİLLERİ VE LİMANI
Sinop gezimize ait resimlere devam ediyorum.
Bu bölümde Sinop Limanından ve deniz kenarlarından resimler yayınlayacağım.
Bu bölümde Sinop Limanından ve deniz kenarlarından resimler yayınlayacağım.
9 Mart 2014 Pazar
SİNOP
Çatalzeytin-Türkeli-Sinop-Taşköprü-Kastamonu'yu kapsayan gezimizin en önemli duraklarından birisi Sinop'tu.
Daha önce Sinop'u hiç görmemiştim.
Bu ilk gidişim oldu, İnşallah bir daha ki gidişimizde çok daha kapsamlı bir gezi gerçekleştirme imkanı bulurum.
Sinop'ta bulunduğumuz süre içinde şehri araba ile gezdik, oğlumun işleri bitinceye kadar biz limanda gezdik.
Limanda çektiğim resimleri bir sonra ki bölümde yayınlayacağım.
SİNOP;
Bu yolda ilerlerken son anda sol tarafta Diyojen'in heykelini fark ettim ama ayrıca durup resmini çekmek kısmet olmadı.
İlk çağ düşünürlerinden olan Diyojen Sinop doğumludur.
Kentin girişinde, yanında köpeği ve elinde fener olan Diyojen heykeli bulunmaktadır.
İskele Caddesinde ki Atatürk heykeli.
Karadeniz'e bu kadar uzun kıyısı olan bir şehirde elbette balıkçılık yapılması ve limanda birde balıkçı heykelinin olması çok doğal.
21-22 Eylül 2013 tarihinde Türkiye Off Road Şampiyonası, 4.Ayak Sinop Yarışları Akliman-Hamsilos'ta yapılacaktı.
*Sinop Tarihi Cezaevi'nin önünden geçtik ama ziyaret için vaktimiz yoktu, İnşallah bir daha ki sefere.
Surların yapımında Arkaik, Klasik ve Helenistik devirlere
ait çok sayıda (mabet ve yapıların mimari unsurları) devşirme malzeme
kullanılmıştır. Valilik Özel İdare Müdürlüğüne tahsisli olan Eski Cezaevi
ziyarete açıktır.
Bir sonra ki bölümde Sinop Limanından resimlerde görüşmek üzere...
Daha önce Sinop'u hiç görmemiştim.
Bu ilk gidişim oldu, İnşallah bir daha ki gidişimizde çok daha kapsamlı bir gezi gerçekleştirme imkanı bulurum.
Sinop'ta bulunduğumuz süre içinde şehri araba ile gezdik, oğlumun işleri bitinceye kadar biz limanda gezdik.
Limanda çektiğim resimleri bir sonra ki bölümde yayınlayacağım.
SİNOP;
Sinop ili Karadeniz Bölgesi'nde, batı Karadeniz Bölümü'nün
en doğu kesiminde yer alır. Adının Amazon tanrıçası Sinope'den geldiği
sanılmaktadır.
En önemli özelliği, Anadolu Yarımadası'nın kuzeyde
Karadeniz'e doğru en fazla sokulduğu kesimin Sinop ili sınırları içinde
olmasıdır.
Sinop Yarımadası'nın orta-kuzey ucundaki İnceburun,
Anadolu'nun en kuzey noktasını oluşturur.
Başkent Ankara'ya yaklaşık 450, İstanbul'a 700 km uzaklıktadır.
Başkent Ankara'ya yaklaşık 450, İstanbul'a 700 km uzaklıktadır.
Cumhuriyetin başında Kastamonu'nun bir ilçesi olan Sinop,
daha sonra il haline geldi.
Başlıca geçim kaynakları balıkçılık ve turizmdir.
Ancak turizm mevsiminin kısa sürmesi nedeni ile turizmden
ciddi bir girdi alamamaktadır. Sinop'ta özellikle deniz turizmi ön plana
çıkmaktadır.
Sinop'ta turizm bakımından önemli merkezler Akliman, Sülük Gölü, Karakum(Nisiköy), tarihi merkezler, Sarıkum ve şehir merkezine bakan plajlardır.
Sinop'ta turizm bakımından önemli merkezler Akliman, Sülük Gölü, Karakum(Nisiköy), tarihi merkezler, Sarıkum ve şehir merkezine bakan plajlardır.
Şehir merkezindeki en bilinen yapı tarihi Sinop Cezaevidir.
Bu binanın yanında Alaattin Camii, Pervane Medresesi, Paşa
Tabyaları, Balatlar Kilisesi ve Serapis Tapınağı şehrin diğer tarihi
merkezleridir.
Sinop, Anadolu'nun kuzey yönde uç noktası olan İnce Burun 'a
doğu yönde bağlanan Boztepe Burnu berzahında bir kale-şehir olarak kurulmuş ve
tarih boyunca doğu yönde gelişmiştir. Tarih boyunca kale dışına pek taşmayan
şehir bir liman kenti özelliği taşır.
Berzahın kuzey doğusundaki dış liman fırtınalara açık olduğu
ve denizcilik bakımından kullanışlı sayılmadığı halde, Antikçağ 'da daha çok bu
limanın kullanıldığı bilinir.
Zamanla kum dolan ve kullanılamaz hale gelen bu limanı berzahın güney-doğusundaki iç limana aynı dönemde bir kanal bağlardı.
Zamanla kum dolan ve kullanılamaz hale gelen bu limanı berzahın güney-doğusundaki iç limana aynı dönemde bir kanal bağlardı.
Bu kanal, Selçuklular döneminde kapatılmıştır.
Şimdi ise tekrar böyle bir kanal açmak için projeler yürütülmektedir.
Şimdi ise tekrar böyle bir kanal açmak için projeler yürütülmektedir.
Yarımadanın güney yönündeki iç liman ise rüzgârlara kapalı
konumuyla ve sakin deniziyle güney Karadeniz 'in en önemli limanıydı. Bu
özellikleri yüzünden "Akdeniz" ismini almıştır.
Tarih boyunca işlek bir liman yaşantısı ve tersane faaliyeti bu limanda gerçekleşmiştir. XIX. Yüzyıla kadar tamamen ayakta duran surlardan ise günümüze büyük bir kısmı kalmıştır ve yıkıntılarından rekonstrüksiyonu (yeniden kurma) yapılabilir.
Şehrin gelişimi sürekli olarak doğu yönde, Boztepe Burnuna doğru olurken, kuzeydeki Akliman ve Anadolu yönünde bir kaç azınlık yerleşmesinden başka bir yerleşim olmamıştır. Doğudaki yarımada ise gittikçe sarplaşmakta, Hıdırlık tepesinde 187 metre yüksekliğe ulaşmakta ve nihayet deniz yönünde dik yarlar ile kuşatılmaktadır.
Bu durumda şehrin deniz yönünden ve berzahtan zapt edilmesi imkansız olmaktadır.
Tarih boyunca işlek bir liman yaşantısı ve tersane faaliyeti bu limanda gerçekleşmiştir. XIX. Yüzyıla kadar tamamen ayakta duran surlardan ise günümüze büyük bir kısmı kalmıştır ve yıkıntılarından rekonstrüksiyonu (yeniden kurma) yapılabilir.
Şehrin gelişimi sürekli olarak doğu yönde, Boztepe Burnuna doğru olurken, kuzeydeki Akliman ve Anadolu yönünde bir kaç azınlık yerleşmesinden başka bir yerleşim olmamıştır. Doğudaki yarımada ise gittikçe sarplaşmakta, Hıdırlık tepesinde 187 metre yüksekliğe ulaşmakta ve nihayet deniz yönünde dik yarlar ile kuşatılmaktadır.
Bu durumda şehrin deniz yönünden ve berzahtan zapt edilmesi imkansız olmaktadır.
Antik çağdan beri parlak ve yoğun bir ticari ve kültürel
yaşantıya sahip olan Sinop, bu niteliğini Bizans, Selçuklu, Candaroğlu ve
Osmanlı yönetimlerinde de sürdürmüş, ayrıca kale ve tersanesi ile bölgenin en
önemli askeri üslerinden biri olmuştur.
Bu durumunu Sinop Baskını'ndan sonra kaybetmeye başlayan kent, sur dışına güneydoğu yönde azınlık yerleşmeleri ile batıya doğru ise yönetim ve eğitim gibi kamu hizmetleri yerleşmesiyle çıkmıştır.
Ulaşım şebekesi olarak Antikçağ'dan beri geometrik yapısını koruyan Sinop 'un ulaşım omurgasını, Boyabat yolu ile bu yolun şehir içindeki devamı olan Sakarya, Cumhuriyet ve Fatih caddeleri oluşturur.
Bu eksendeki en önemli dikey bağlantı, Valilik ve Belediye önünden geçen Gazi Caddesidir.
Bu durumunu Sinop Baskını'ndan sonra kaybetmeye başlayan kent, sur dışına güneydoğu yönde azınlık yerleşmeleri ile batıya doğru ise yönetim ve eğitim gibi kamu hizmetleri yerleşmesiyle çıkmıştır.
Ulaşım şebekesi olarak Antikçağ'dan beri geometrik yapısını koruyan Sinop 'un ulaşım omurgasını, Boyabat yolu ile bu yolun şehir içindeki devamı olan Sakarya, Cumhuriyet ve Fatih caddeleri oluşturur.
Bu eksendeki en önemli dikey bağlantı, Valilik ve Belediye önünden geçen Gazi Caddesidir.
SİNOP'DA NÜFUS VE
YERLEŞİM;
1997 Genel Nüfus Sayımı sonuçlarına göre, Sinop İli'nin
toplam nüfusu 214.925'tir. 2000 Genel Nüfus Sayımı sonuçlarına göre, Sinop
İli'nin toplam nüfusu 227.933'tür. Nüfus büyüklüğüne göre 70. Sırada (80 il
arasında) yer alan Sinop İli'nin yıllık nüfus artış hızı %o- 29,54'tür.
Nüfus sıralamasına göre ilçeler Boyabat, Durağan, Ayancık,
Gerze, Türkeli, Erfelek, Dikmen ve Saraydüzü'dür.
Ekonomik koşullarının yetersiz olması nedeniyle Sinop'tan
sürekli olarak il dışına göç olmuştur.
1960 yılından sonra başka illere ve yurt dışına yönelen göç hareketi il nüfusunun gelişimini olumsuz yönde etkilenmiştir.
1960 yılından sonra başka illere ve yurt dışına yönelen göç hareketi il nüfusunun gelişimini olumsuz yönde etkilenmiştir.
Sinop'ta doğurganlık düzeyinin düşük olması da il nüfusunun
yavaş gelişmesinde önemli bir etkendir.
Karadeniz sahil şeridindeki Merkez, Ayancık, Gerze ile
Türkeli ilçelerinin köylerinde dağınık bir kırsal yerleşme özelliği göze
çarpar.
İç kısımlardaki Boyabat ve Durağan ilçelerinin köylerinde ise toplu yerleşme örneği görülmektedir.
İç kısımlardaki Boyabat ve Durağan ilçelerinin köylerinde ise toplu yerleşme örneği görülmektedir.
Sinop İlinin yerleşme düzenini; il topraklarının denizle
olan doğal ve ekonomik ilişkileri, dağların ve ormanların kümeleniş biçimi
belirler.
Ekonomik kaynaklarının sınırlı oluşu, iç kısımlarla olan ulaşım bağlantılarının zayıflığı, kıyı kesimdeki yerleşmelerde nüfusun gelişimini olumsuz etkilemektedir.
Ekonomik kaynaklarının sınırlı oluşu, iç kısımlarla olan ulaşım bağlantılarının zayıflığı, kıyı kesimdeki yerleşmelerde nüfusun gelişimini olumsuz etkilemektedir.
Bu yolda ilerlerken son anda sol tarafta Diyojen'in heykelini fark ettim ama ayrıca durup resmini çekmek kısmet olmadı.
İlk çağ düşünürlerinden olan Diyojen Sinop doğumludur.
Kentin girişinde, yanında köpeği ve elinde fener olan Diyojen heykeli bulunmaktadır.
İskele Caddesinde ki Atatürk heykeli.
Barış Manço Parkı.
Karadeniz'e bu kadar uzun kıyısı olan bir şehirde elbette balıkçılık yapılması ve limanda birde balıkçı heykelinin olması çok doğal.
21-22 Eylül 2013 tarihinde Türkiye Off Road Şampiyonası, 4.Ayak Sinop Yarışları Akliman-Hamsilos'ta yapılacaktı.
*Sinop Tarihi Cezaevi'nin önünden geçtik ama ziyaret için vaktimiz yoktu, İnşallah bir daha ki sefere.
SİNOP TARİHİ CEZAEVİ
Cezaevinin bulunduğu alan, Osmanlıların Karadeniz'deki en
büyük tersanesi konumunda idi. Cezaevi, iç kalenin içindeki bu eski tersane
alanına 3 Ekim 1214 yılında Sinop’u zapt eden Selçuklu Sultanı İzzeddin
Keykavus tarafından yaptırılmıştır.1887 yılından itibaren ceza evi olarak
kullanılmaya başlanmış olan bu yapının etrafı, yüksek kale bedenleriyle
çevrilidir.
Hapishaneyi çevreleyen iç kale 11 adet burç ile
desteklenmiştir. Burçların yüksekliği denize hâkim güney bedende 22 m. Ve
surların yüksekliği ise 18 m. dir.3 m kalınlığında olan surların üzerinde iç
kaleyi bir uçtan bir uca gezebilme imkânı veren yollar (seğirtmeç) muhafızların
gezi yolu olarak kullanılmıştır.
Tersane ve zindan olarak kullanılan pek çok kültürel değeri
bünyesinde barındıran İçkalede, 1882 yılında yapılan hapishane binası ile tek
kubbeli hamam devrin tipik mimari özelliklerini yansıtmaktadır.
Süleyman Pervane Medresesi;
Süleyman Pervane Medresesi, Sinop’ta yapılmış olan tek
medrese oluşundan ötürü önem taşımaktadır.
Medrese 1941-1970 yılları arasında Sinop Müzesi olarak
kullanılmıştır.
Medrese, Alâeddin Cami avlu kuzey girişinin karşısında
bulunmaktadır.
1262 yılında şehrin ikinci defa alınışı anısına Selçuklu Veziri
Muinüddin Süleyman Pervane tarafından yaptırılmıştır.
Bir sonra ki bölümde Sinop Limanından resimlerde görüşmek üzere...
5 Mart 2014 Çarşamba
KARADENİZ TURU
Yaz tatili yazılarıma son sürat devam ediyorum, yayınlanmak için bekleyen daha çok resim var, işin komik tarafı ben daha geçen yaz tatili yazısını bitirmeden bu yılın yaz tatili gelecek :)
Neyse hemen konuya geri döneyim;
1 Ağustos sabahı oğlum Kastamonu'dan arayarak o gün iş için Sinop'a gideceğini istersek bizi de alabileceğini söyledi, tabi ki hemen kabul ettik.
Oğlum Kastamonu'dan gelip köyden bizi aldı, Abana'ya uğrayıp yeğenim Yunus Emre'yi de aldık, Çatalzeytin-Türkeli-Sinop-Taşköprü-Kastamonu güzergahını takip ederek ilk turistik gezimizi gerçekleştirdik.
Not;
Aslında bu bir yol hikayesidir, resimlerin çoğu arabada seyir halinde iken çekilmiştir.
Neyse hemen konuya geri döneyim;
1 Ağustos sabahı oğlum Kastamonu'dan arayarak o gün iş için Sinop'a gideceğini istersek bizi de alabileceğini söyledi, tabi ki hemen kabul ettik.
Oğlum Kastamonu'dan gelip köyden bizi aldı, Abana'ya uğrayıp yeğenim Yunus Emre'yi de aldık, Çatalzeytin-Türkeli-Sinop-Taşköprü-Kastamonu güzergahını takip ederek ilk turistik gezimizi gerçekleştirdik.
Not;
Aslında bu bir yol hikayesidir, resimlerin çoğu arabada seyir halinde iken çekilmiştir.
3 Mart 2014 Pazartesi
DOĞAL HAYAT VE HAYVANLAR ALEMİ
Yaz tatilimizi geçirdiğimiz köyle ilgili hazırladığım yazıların çoğunda şahane bir hayat yaşayıp, günümüzü gün ediyormuş gibi görünüyoruz.
Ortam harika, manzara şahane ama birde bu işin perde arkası var.
Köyde yaşadığınız zaman çeşit çeşit börtü böcek, haşarat ve hayvanlarla karşılaşabiliyorsunuz.
Köyde en çok kelebek-çekirge-arı-örümcek-hatta ne yazık ki akrep gibi hayvanatla karşılaşıyoruz.
Ne yazık ki hepsi kelebekler kadar sevimli olmuyor.
Bu bölümde göreceğiniz resimlerde ki hayvanlar gördüklerimizin sadece onda biri.
İstanbul'da evin içinde çekirge görsem, aklım başımdan gidebilir ama köyde doğal geldiği için sadece "öldürmeden evin içinden nasıl çıkarabilirim?" diye düşünebiliyorsunuz.
Hatta tarlalarda dolaşırken önünüzden onlarca çekirgenin zıplayarak sağa sola kaçışması hoşunuza bile gidiyor.
Çok şükür tehlikeli olan hayvan ve böceklerle karşılaşmadım.
Karşılaştığım böcekleri de mümkün oldukça öldürmeden dışarı atarak evden uzaklaştırmış oldum.
Köyde bu konuda en sık ettiğim duam "Allah'ım beni baş edemeyeceğim şeylerle karşılaştırma" oldu.
Ortam harika, manzara şahane ama birde bu işin perde arkası var.
Köyde yaşadığınız zaman çeşit çeşit börtü böcek, haşarat ve hayvanlarla karşılaşabiliyorsunuz.
Köyde en çok kelebek-çekirge-arı-örümcek-hatta ne yazık ki akrep gibi hayvanatla karşılaşıyoruz.
Ne yazık ki hepsi kelebekler kadar sevimli olmuyor.
Bu bölümde göreceğiniz resimlerde ki hayvanlar gördüklerimizin sadece onda biri.
İstanbul'da evin içinde çekirge görsem, aklım başımdan gidebilir ama köyde doğal geldiği için sadece "öldürmeden evin içinden nasıl çıkarabilirim?" diye düşünebiliyorsunuz.
Hatta tarlalarda dolaşırken önünüzden onlarca çekirgenin zıplayarak sağa sola kaçışması hoşunuza bile gidiyor.
Çok şükür tehlikeli olan hayvan ve böceklerle karşılaşmadım.
Karşılaştığım böcekleri de mümkün oldukça öldürmeden dışarı atarak evden uzaklaştırmış oldum.
Köyde bu konuda en sık ettiğim duam "Allah'ım beni baş edemeyeceğim şeylerle karşılaştırma" oldu.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)