Muhteşem manzarasının methini sürekli duyduğum ama gitmeye fırsat bulamadığım korunun manzarası gerçekten çok güzeldi.
O günün tek olumsuz yanı Boğaziçi'nde sisli bir hava olması, o saatlerde mecburen güneşe doğru resim çekmek zorunda kaldığım için resimlerin flu çıkmasıydı.
Mihrabat korusunun girişinde otopark mevcut, fakat ücretlendirme bahşiş usulü yapılıyor.
Arabanıza yer gösteren, kapınızı açan görevlilere gönlünüzden ne koparsa onu veriyorsunuz.
Otoparkın içinden yukarıya doğru giden merdivenler var.
Resimde görünen ahşap bina Mescid, ben o gün fazla vaktim olmadığı için gidemedim ama üst tarafında çocuk oyun alanları ve küçük bir amfi tiyatro var.
Mihrabat Korusuna Nasıl Gidilir?
Mihrabat Korusu İstanbul merkeze (Topkapı) yaklaşık 25,0 km
uzaklıktadır.
Avrupa yakasından gelindiğinde, Fatih Sultan Mehmet
Köprüsü’nü geçtikten sonra O2 (E80) karayolu üzerindeki ilk ayrım olan Kavacık
sapağından Kanlıca-Tekke mevkiine doğru yönlendirme tabelalarıyla, Mihrabat
caddesi üzerinden 2.4 km sonra ulaşım mümkündür. Mihrabat caddesi üzerinde
sahaya 3 giriş bulunmakta olup, bu cadde üstündeki en yakın İETT durağı ilk
girişten 200 m sonra Tekke Cami Durağı’dır.
Anadolu yakasından gelenler için, O2 (E80) karayolu
üzerindeki, köprüden önceki son ayrımdan Kavacık yoluna girildiğinde her
kavşakta mevcut tabelalar takip edilerek ulaşım sağlanabilmektedir.
Beykoz-Üsküdar sahil yolu üzerindeki Kanlıca Körfez
caddesinden de sahaya bir giriş bulunmaktadır.
Bu cadde üzerinde bulunan İETT Körfez Durağı, giriş kapısına
150 m mesafededir.
İETT'nin Körfez durağında indikten sonra dik bir yokuşu çıkarak koruya ulaşabilirsiniz.
Otobüsle gelecek olanlar için İETT'nin Anadolu yakasında Körfez durağından geçen otobüsleri;
Otobüsle gelecek olanlar için İETT'nin Anadolu yakasında Körfez durağından geçen otobüsleri;
Hat No Hattın Adı
11H ORTAÇEŞME -
ÜMRANİYE
121A BEYKOZ -
MECİDİYEKÖY
15 BEYKOZ -
ÜSKÜDAR
15A ANADOLUKAVAĞI -
KAVACIK
15F BEYKOZ -
KADIKÖY
15P SOĞUKSU
MAHALLESİ - ÜSKÜDAR
15T TOKATKÖY -
ÜSKÜDAR
İstanbul Anadolu Yakası’ndaki Beykoz İlçesi sınırları içerisinde, Kanlıca-Tekke Mevkii’nde yer alan Mihrabat Tabiat Parkı İstanbul boğazının doğu kıyısında yer almaktadır.
Beykoz-Üsküdar sahil yolunun Kanlıca Koyu (Körfezi) kesiminde Kanlıca Körfezi’nin hemen üstünde konumlanmaktadır.
Diğer bir tabirle; Fatih Sultan Mehmet Köprüsü ile Avrupa’dan Asya yakasına geçildiğinde solda görülen ilk ormanlık alandır.
Tabiat parkının bulunduğu Beykoz; İstanbul’un Anadolu
yakasında, doğusunda Şile, batısında İstanbul Boğazı, kuzeyinde Karadeniz,
güneyinde Üsküdar ve Kartal ilçeleri bulunan bir ilçemizdir.
Beykoz
Boğaziçi’nin bir zamanlar uzak sayılan, zamanımızda ise diğer boğaz semtlerine
oranla daha kırsal bir görünümü olan; merkeziyle olduğu kadar çevre köyleri,
koruları, ormanları ve tarihi yalılarıyla ünlü bir yerleşmedir.
Beykoz ve yakın çevresinde Akdeniz iklimi ile Karadeniz
ikliminin karışımı olan “Geçiş Tipi İklim” etkilidir.
Yazlar Akdeniz kadar
sıcak olmamakla birlikte Karadeniz kadar yağışlı değildir.
Kıyı kesimi (boğaz
içi alanı) denizlerle çevrili olduğu için deniz iklimi özelliklerini gösterir.
Yazları sıcak ve kurak, kışları ılık, sisli ve karla karışık yağmur ve kar
yağışlıdır. Ancak kar yağışı etkili ve sürekli olmaz.
En sıcak aylar
Temmuz-Ağustos, en soğuk aylar ise Ocak-Şubat aylarıdır.
Yapılan gözlem ve araştırmalara göre; genel vejetasyon
örtüsü yaşlı yapraklı orman niteliğindedir, alandaki ağaç, ağaççık ve çalı
formasyonunda ki bitkiler şunlardır:
Ihlamur (Tilia argentea), Doğu çınarı (Platanus orientalis),
Gürgen (Carpinus betulus), Kestane (Castanea sativa), Katalpa (Catalpa),
Erguvan (Cercis siliquastrum), Çitlembik (Celtis australis), Kermes meşesi ve
diğer bazı meşe türleri (Quercus coccifera, Quercus spp.), Çınar yapraklı
Akçaağaç (Acer platonodies), Fıstık Çamı (Pinus pinea), Sedir (Cedrus libani),
Doğu servisi (Cupressus sempervirens), Andız Ağacı (Juniperus drupacea),
Akçakesme (Phlyra latifolia), Oya ağacı (Lagerstroemia indica), Kocayemiş
(Arbutus unedo), Defne (Daphne spp.), Ilgın (Tamarix spp.), Katır tırnağı
(Spartium junceun), Süpürge çalısı (Erica arborea), Böğürtlen (Rubus spp).
Mihrabat Korusunda neler görülebilir;
Mihrabat Tabiat Parkının Osmanlı İmparatorluğu döneminde de
önemli bir piknik alanı olduğuna dair bilgiler bulunmaktadır.
Osmanlı
İmparatorluğu’nun son padişahlarından 1.Mahmut tarafından kurulan ve dönem
padişahlarının da sıklıkla gittiği yerlerden olan, o zaman ki adıyla Mihrabat
Korusu, günümüzde de İstanbul’un en gözde mesire yerlerinden biridir.
Kanlıca Körfezi’nde sahil yolunun hemen yanından başlayıp
sırtlara kadar uzanan ve İstanbul Boğazı'na hâkim bir tepe üzerinde bulunan
Mihrabat Tabiat Parkı ihtişamlı Fıstık Çam’ları, Erguvan’ları, Çınar’ları ve
Servi’leriyle, iki yakayı kucaklayan boğaz manzarası ve kentin olumsuz
etkilerinden izole mekânlarıyla kendine özgü bir güzelliğe sahiptir.
Tüm
dünyanın ilgisini çeken Boğaziçi’nin tamamlayıcı parçalarından biri olup hızlı
kentleşme sürecinde doğal yapısı en az tahrip olmuş alanlar arasındadır.
Günümüzde mevcut tesislerle işletmeye açık olan tabiat parkı çeşitli
organizasyonlara, hususi konserlere, dernek vakıf ve diğer sivil toplum
örgütlerinin toplantılarına, ayrıca İstanbul'a gelen seçkin yabancı konuklara
ev sahipliği yapmaktadır.
Kaynak değerleri açısından İstanbul'daki diğer mesire
yerlerinden belirgin bir şekilde ayrılan Mihrabat Tabiat Parkı, özellikle toplu
organizasyonlara yönelik yoğun ilgi ve talep görmektedir.
Ulaşım:
Mihrabat Mesire Yerine sahilden (Kanlıca yönü) girilebildiği gibi, TEM bağlantı yolu Kavacık Tekke mevkiinden de ulaşılabilir.
İletişim:
Tel: 0216 425 86 16 (pbx)
Faks: 0216 322 36 48
Mail:info@mihrabatkorusu.com.tr
Korunun güzel manzarasını bol bol seyredebileceğiniz pek çok seyir terası var, fakat ağaç dallarından manzara çok net görünmüyor.
Panoramik resimleri üzerine tıklayarak daha büyük görebilirsiniz.
Mihrabat Korusu'nun ismi, Nevşehirli Damat İbrahim Paşa tarafından yaptırılarak III. Ahmet'e armağan edilen Mihrabat Kasrı'nın adından geldiği iddia edilir.
Ne yazık ki Mihrabat Kasrı yeniçeri isyanıyla bir hafta içinde yakılıp yıkılarak yok olmuştur.
Mihrabat Korusu görkemli tarihine rağmen giderek küçülmüştür.
Yahya Kemal'in gözlerden uzak saatler geçirmek için tercih ettiği Mihrabat Korusu, çeşitli yazar ve şairlere güzel manzarasıyla ilham kaynağı olmuştur.
Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul!
Görmediğim gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer
Ömrüm oldukça gönül tahtıma keyfince kurul!
Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer.
Yahya Kemal Beyatlı
Şu anda İstanbul'da olmak isterdim.
Mihrabat Korusu'nun dar yollarında seninle
Yan yana, yana yana yürümek...
Bir de martıların kanatlarından seyretmek İstanbul'u.
Özdemir Asaf
Panoramik resimleri üzerine tıklayarak daha büyük görebilirsiniz.
Mihrabat Korusu, Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet köprülerini peş peşe görebileceğiniz yegâne yerlerden birisi.
Bir sonra ki yazı konumuz gezimizin 3. durağı olan Hz. Yuşa Tepesi üzerine olacak.
çokkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkk güzellllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllll
YanıtlaSilHarika bir yer
YanıtlaSil