Yıllardır hep Polonezköy'e gitmek istemiştim ama bir türlü fırsat bulamamıştık.
Bu kadar yakınına gelince uğramadan dönmeyelim dedik.
Biz sonbaharda gittik, çok kalabalık değildi fakat günün büyük bölümünü Riva'da geçirdiğimiz için çok fazla vaktimiz yoktu.
Çok ayrıntılı dolaşamadık, bir aktivite de bulunamadık.
İnşallah bir de yaz aylarında görmek kısmet olur, o zaman daha bol ve güzel resimler çekebilirim.
Solda ki yol Bozhane-Öğümce, sağda ki yol Polonezköy'e gidiyor.
Polonezköy'e giderken yol güzergahında hayvan rehabilitasyon merkezi varmış.
Yollar da inanılmaz yoğunlukta köpekle karşılaştık.
Hiç abartısız yüze yakın köpek gördük.
Hepsi yollarda kendi halinde dolaşıyordu.
Bazı yerlerde barakalar vardı, koloni halinde o barakaların civarında dolaşıyorlardı.
Yollar çok güzeldi, özellikle ağaçlarla çevrili yollar da yolculuk yapmak çok güzel oluyor.
Yol güzergahında "sülün üretim istasyonu" gibi pek çok hayvanı koruma altına alan yerler var.
Sonunda Polonezköy'e ulaşıyoruz.
Polonezköy'ün ilk isminin "Adampol" olduğunu biliyor muydunuz?
Bu güzel ve şirin köy hakkında kapsamlı bilgi almak için bakınız;
Polonezköy Gezi ve Kültür Rehberi
POLONEZKÖY HAKKINDA KISA BİR BİLGİ;
Polonezköy, İstanbul'un Beykoz ilçesinde yer alan, eski adı Adampol olan, ünlü bir Polak köyüdür.
Karadeniz sahilinden 20 km; İstanbul'un Boğaziçi kıyılarından ise 15 km uzaklıktadır.
Tarihi;
Polonezköy 1830 Polonya Ayaklanması sırasında hükümet başkanı, daha sonra da Polonyalı sürgünlerin siyasî lideri olan Prens Adam Czartoryski tarafından 1842 yılında kuruldu.
Köyün adı kurucusunun adı olan Adam’dan dolayı Adamköy (Lehçe: Adampol) olarak türetilmiştir.
Köyün bulunduğu arazi, 1830'lu yıllarda Saint Benoit Fransız Lisesi'ni yönetmekte olan Lazarist rahipler tarafından çiftlik olarak düzenlenmişti.
O zamanlar Polonyalıların siyasi göçünün merkezi Paris’ti.
Prens Adam Czartoryski’nin amacı ise, ikinci bir siyasi merkezini Osmanlı Devleti sınırları içinde kurmaktı.
Bu amaçla Michal Czajkowski’yi temsilcisi sıfatıyla Osmanlı Devleti’ne gönderdi. İstanbul’a geldikten sonra 1850 yılında İslamiyet’i kabul ederek Mehmed Sadık Paşa adını alan Czajkowski, Osmanlı Devleti’nde faaliyet gösteren Lazaryen rahiplerden gelecekte Adampol’un kurulacağı ormanlık bir araziyi satın aldı.
İlk başta ancak 12 kişinin oturduğu köye sonraki yıllarda en çok geliştiği dönemde 220 sakin yerleşti.
Yıllar geçtikçe Polonezkoy/Adampol gelişti, köyün nüfusu 1830 Polonya Ayaklanması ve 1853 Kırım Savaşına katılan askerlerin yanı sıra Sibirya sürgünü ve Çerkes esaretinden kaçan Polonyalılarla arttı. İlk Polonezkoy sakinleri çiftçilik, hayvancılık ve ormancılıkla meşguldü. Daha II. Dünya Savaşı öncesinden başlayarak ilk tatilciler Polonezköy’e gelmeye başladı.
1938 yılında Polonezköy sakinleri T.C. vatandaşlığına kabul edildiler.
1968 yılında Polonezköy sakinleri işledikleri topraklar üzerinde tapu hakkına sahip oldular.
Günümüzde;
Polonezköy’de yaklaşık olarak 1.000 kişi yaşamaktadır.
Bunlar arasında 40 kişi düzgün Lehçe konuşmaktadır.
Adampol-Polonezköy’de her yaz Polonezköy’ün Polonya ile olan bağlarını vurgulayan Polonezköy festivali düzenlenmektedir.
Polonezköylüler, bu festivale katılan folklor gruplarını kendi maddi olanaklarını kullanarak davet etmektedirler.
Ulaşım;
İstanbul'un Avrupa yakasından yola çıkıp Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nü geçtikten sonra, Kavacık sapağından, Kavacık mevkisini geçtikten 1 km. sonra sola dönüp daha sonra Acarlar sitesinden sağa dönerek Polonezköy'e tabelaları izlenerek ulaşılabilir.Kaynak
Polonezköy aslında tam bir tatil cenneti, isterseniz günü birlik, isteseniz köyde bulunan pek çok pansiyon, otel veya motel de gece konaklayarak şehir kalabalığından ve kargaşasından uzak tatil yapabilirsiniz.
Bu yol Polonezköy Tabiat Parkına gidiyor.
Günün sonunda eve doğru yola çıkıyoruz.
Bir gezinin daha sonuna geldik.
Yeni bir gezi yazısında görüşmek üzere....
Hiç gitemeiştim sayende bir tur atmış oldum teşekkürler
YanıtlaSilYorumun için ben teşekkür ederim Ayşecim :)
Sil