Öncelikle şunu belirtmeliyim ki Evrenye hakkında çok fazla bilgim yok.
Evrenye, Abana-İnebolu yolunun üzerinde yer aldığı için İnebolu'ya her gidişimizde içinden geçiyoruz ama daha önce "burası nasıl bir yerdir?" diye bir kere bile durmamıştık.
2014 yılında içeriye de girdik, turist olarak şöyle bir köyün içinde gezdik, bu resimleri o zaman çektim.
Özellikle camisine, caminin bahçesinde ki dev ıhlamur ağacına ve muhteşem Oya ağacına, aşı boyalı tarihi evlerine, modern mimariye sahip son dönem evlerine, derenin kenarında ki sıra sıra ağaçlara, sakinliğine ve huzur ortamına bayıldım.
Ayrıca İnebolu'nun bir köyü olduğu için İnebolu'nun meşhur aşı boyalı evlerinden Evrenye de çok sayıda görebilirsiniz.
İlk resimleri Evrenye'ye giden yol güzergahından çektim.
EVRENYE (GEMİCİLER) KÖYÜ;
Evrenye (Gemiciler), Kastamonu ilinin İnebolu ilçesine bağlı
bir köydür.
Gemiciler İnebolu'nun doğusunda, Abana yolu üzerinde bir
köydür.
Kastamonu'ya 102 km, İnebolu'ya 12, Abana'ya 9 km uzaklığındadır.
Adı Gemiciler Köyü olsa da eski adı olan Evrenye daha çok bilinir.
Tarihi;
Türk kavimleri ve aşiretlerinin Anadolu'ya gelip devletler
kurması ile Anadolu ve Karadeniz'in üst kısımları Türkleşmeye ve
Müslümanlaşmaya başlamıştır.
Osmanlı İmparatorluğunun kurulması ve genişlemesi
yıllarında, Fatih Sultan Mehmet Han Anadolu'daki Türk beyliklerini ve bu arada
Kastamonu'daki İsfendiyaroğulları Beyliği'nde Osmanlı İmparatorluğu'na ilhak
ettikten sonra Karadeniz kıyılarına hakim olan doğu imparatorluğunun bir
parçası durumuna gelmiştir.
Trabzon Rum İmparatorluğu'nda son vererek Osmanlı
Devleti'ne kattıktan sonra devleti güçlendirmek ve içerilerde yaşayan bütün
Türk ve Müslüman nüfusun sahil kıyı güvenliğini sağlamak, Karadeniz'den yapılan
ticareti kontrol edebilmek oralardaki yoğun ve zengin ormanlardan
yararlanılarak denizlere de açılabilmek için burada tersaneler kurup harp ve
ticaret gemileri inşa ettirmiştir.
Devlete bağlı ticari ve askeri leventler yetiştirmek için
buralara deniz işlerinden ve gemi yapımından anlayan (Osmanlıda uygulanan tımar
ve zeamet usulü ile) güvendiği Türk aileleri yerleştirmiştir.
Tarihçi yazar ve eşi Evrenye’li olan rahmetli Nurettin
Peker'in araştırmalarından ve elde edip yayınladığı belgelerden okuyup
öğrendiğimize göre 1500'lü yıllarda Rumlardan boşaltılan köy, Evrenye ve
yöresine böylece yerleşen ataları buralarda tersaneler kurarak Karadeniz, Ege
ve Akdeniz'de çalışabilecek o günün şartlarına küçük ve; büyük tonajda ahşap
kürekli ve yelkenli ticaret ve savaş gemileri yapıp çeşitli denizlerde ve
limanlarda ticaret yaparak gerektiği zaman da deniz savaşlarına katılarak
devletin gelişmesine ve güçlenmesine önemli katkılarda bulunmuşlardır.
Köyün geçmişi ile ilgili çok önemli bir husus yine tarihçi
yazar merhum Nurettin Peker'in araştırmalarından Anadolu'da ahi teşkilatının
kurucusu ve başı Ahi Evran Osmanlı Devleti'nin güçlenmesi için emrindeki
yakınları ve inananlarını Anadolu'nun muhtelif yerlerine dağıtmış ve onlara
"Gittiğiniz yerlerde yerleşin ve devleti güçlendirin" demiştir.
Bunlardan birisi oğullarından Evren Beydir.
Bir rivayete göre Evren Bey köye gelip yerleşmiş ve
hayatının sonuna kadar bu köyde yaşamıştır.
Bu nedenle köyün ismi Evrenye olmuştur.
Yakın zamana kadar da türbesi deniz kenarında idi, büyük
Evrenye yangınında yok oldu. Mezar taşı ve yazıları tarihçi yazar merhum
Nurettin Peker tarafından bulunarak meydana çıkarıldı.
Köyün geçmişini aydınlatan bu taş şimdi cami avlusunda büyük
bir itina ile korunmaktadır. Geçmişe ait başka bir rivayette ise köyün önünde
gemisi batan bir kaptanın yüzerek karaya çıkması ve ondan sonra da Evren Baba
namıyla köyümüze yerleşerek yaşadığı ve öldüğü söylenmektedir.
Ama bize merhum Nurettin Peker'in araştırmaları sonucu elde
ettiği bilgiler daha inandırıcı gelmektedir.
Büyük Türk gezgini Evliya Çelebi de meşhur Seyahetnamesi'nde
İnebolu'ya ve 12 km doğusundaki köye uğradığını, köyün güzelliğini, tarihi
çınarlarını, halkının çalışkanlığını ve devlete bağlılığını çok güzel bir
şekilde anlatmaktadır.
Evrenye kurulduğundan beri Evrenyeli ve İneboluların
devletin tüm savaşlarına bütün imkânlarıyla katkıda bulunmuştur.
Son olarak
Kurtuluş Savaşı'nda İstanbul'dan kaçırılan cephanelerin mağnalarla İnebolu'ya
sevkinde, karaya çıkarılıp kağnı arabalarıyla Ankara'ya ve Anadolu'ya
ulaştırılmasında kadın erkek, genç yaşlı bütün halkın emeği ve alın teri
vardır.
Onun için Türk Devleti'nin kurucusu Türk Orduları'nın başkumandanı
Mustafa Kemal Atatürk, Kurtuluş Savaşı'nın en karanlık günlerinde "Gözüm
Sakarya'da kulağım İnebolu'da" demiştir.
Savaş kazanıldıktan sonra da yöre
halkının bu fedakârlığını İnebolu Mağnacılar Cemiyeti'ne Türkiye Büyük Millet
Meclisi kararıyla İstiklal Madalyası vererek ödüllendirmiş ve savaş sonrası
İnebolu'ya gelerek halkı kucaklayıp, teşekkür etmiştir.
Evrenye Limanı
Köy meydanı
Evrenye Merkez Camii
Evrenye Camisinin bahçesinden ve civarından bol bol resim çektim, o resimleri bir sonra ki bölümde yayınlayacağım.
Ben Evrenye'yi ilk kez plajının çok konuşulması ile duymuştum.
Köyün en önemli özelliklerinden birisi de özellikle tatile gelen kadınlar için ayrıca bir bayanlar plajının olmasıydı.
Yaz aylarında hep bir şekilde lafı geçerdi plajın, hanımlar denize girmek için daha çok Evrenye'ye gitmek isterlerdi.
Bir sonraki bölümde Evrenye Merkez Camii ve civarından çektiğim resimler olacak.
Görüşmek üzere...
şimdi köprü,ırmak daha güzel hatta ırmagın yanına kafe açıldı orasıda çok güzel
YanıtlaSilÖyle mi, çok sevindim.
SilEminim şimdi çok daha güzel olmuştur.