Ne yazık ki yazı yazmaya fırsatım olmadığı zaman yazı yazmayı ertelediğim blogum burası oluyor.
Diğer 2 bloguma mecburen daha çok vakit ayırıyorum, buraya zaman kalmıyor.
Yazılacak çok yazı, paylaşılacak çok resim var ama düzenleyip yayına hazırlayacak vakit yok😔
Bir kaç gündür azimle bugünkü yazının resimlerini düzenleyip, yayına hazır hale getirdim.
Bugünkü yazımız resimli bir yolculuk hikayesi 🚘
Bu arada, yeri gelmişken belirteyim, ben bir yere giderken ya lazım olursa, ya ilginç bir şey görürsem diye sürekli resim çekerim.
Sonrasında resimler güzel de olsa bu sefer bu resimleri hangi başlık altında yayınlasam, diye düşünüyordum.
Bu bölümden itibaren araba ile seyir halinde iken çektiğim yol ve yolculuk resimlerinden oluşan resimleri yeni oluşturduğum "yol hikayesi" kategorisinde yayınlayacağım.
1.resimde ki deniz feneri; Ahırkapı Deniz Feneri
Gelelim bugünkü resimli yol hikayemize😊
Bu yazı 2 ayrı günde ama aynı güzergahta çekilen resimlerden oluşuyor.
İlk olarak 19 Aralık 2016 günü Zeytinburnu sahil yolundan başlayan, Kennedy Caddesi, Sarayburnu, Galata Köprüsü, Meclisi Mebusan Caddesi, Kabataş, Dolmabahçe ve Bomonti-Dolmabahçe Tünelinde sona eren uzun bir geziydi.
Daha sonra 29 Aralık tarihinde İstanbul'da çok yağmur ve fırtınanın olduğu bir gün aynı güzergahtan geçtik.
Fakat sonuna kadar aynı yolu takip etmedik, Samatya hastanesinin olduğu yerden geri döndük.
Burası Bakırköy Sakızağacı Mahallesinde bulunan Tahran Kavşağı.
Veli Efendi Hipodromunun önünde ki yoldan gelerek sahil yolunun Sarayburnu tarafına gitmek isterseniz bu kavşaktan geçmeniz gerekiyor.
10 gün sonra yine aynı kavşak ama bu sefer hava yağmurlu ☔😊
Bu kavşaktan döndükten sonra Kennedy Caddesine girmiş oluyorsunuz.
Kavşağın sağ tarafında Aytekin Kotil Parkı var.
19 Aralık 2016
29 Aralık 2016
Yoldan kısacık bir video
İstanbul'un, özellikle tarihi yarımadanın silüetini bozduğu gerekçesiyle, bir ara oldukça gündem olan Zeytinburnu'nda ki Onaltı Dokuz binaları.
Yedikule Hisarlarının olduğu bölgedeyiz, sol tarafta hisarların dibinde eski adı Yedikule Soğanlı Bitkiler parkı, yeni adı Uluslararası Barış Parkı olan park var.
Park özellikle bahar aylarında açan laleler ve sümbüller ile muhteşem bir görsel şölen sunar.
Linke tıklayarak parkın ve çiçeklerin daha önce çektiğim resimlerini görebilirsiniz.
Zeytinburnu açıklarında âtıl bir şekilde bekleyen onlarca hurda gemi var😔
Bu yol ayrıca yeni hizmete açılan Avrasya Tüneline de gidiyor.
Sahil yolunda yapılan düzenlemelerde yaya yolları ve bisiklet yollarına yer verilmiş.
İleride görünen yer denizin doldurulması ile elde edilen alana yapılan Yenikapı Gösteri ve Miting Alanı.
Yenikapı ve civarında İstanbul surlarına ait çok sayıda kalıntılar görebilirsiniz.
İSTANBUL SURLARI;
İstanbul Surları, İstanbul'un çevresinde bulunan, Doğu Roma
zamanında yapılmış şehir duvarlarıdır. İstanbul'un etrafını çeviren surlar
tarihte 5. yüzyıldan başlayarak inşa edilmiş, yıkılmalar ve yeniden yapmalarla
dört defa elden geçmiştir.
Son yapımı M.S 408'den sonradır.
II. Theodosius
(408-450) zamanında İstanbul surları Sarayburnu'ndan Haliç kıyısı boyunca
Ayvansaray'a bu taraftan, ve Marmara kıyısı boyunca Yedikule'ye, Yedikule'den
Topkapı'ya, Topkapı'dan Ayvansaray'a uzanıyordu.
Avrasya Tünelinin çevre ve trafik levhası düzenleme çalışmaları 19 Aralık da devam ediyordu.
Bu da levhanın son hali
Bu yollar tünelin yol ayrımına kadar Avrasya Tüneline gidiyor.
Biz 19 Aralık'ta yoldan geçtik, 1 gün sonra 20 Aralık'ta Avrasya Tünelinin açılışı vardı.
Bu balonlar açılış için hazırlanıyordu.
Yanda ki demir kemerli yol Avrasya Tünelinin giriş noktası.
Başka bir bölümde Avrasya Tüneli ile ilgili bol resimli ve videolu bir yazı hazırlayacağım.
AHIRKAPI DENİZ FENERİ;
Ahırkapı Feneri, İstanbul Ahırkapı semtinde Marmara Denizi
ve İstanbul Boğazı'na hizmet veren fenerdir.
Deniz seviyesinden 36 metre yükseklikteki fener, 26 metre
yüksekliğinde örme taş bir kuledir. Gemilerin Marmara Denizi'nden gerek
İstanbul Limanına girişi, gerekse İstanbul Boğazı'ndan geçişlerinde rota feneri
durumundadır.
III. Osman devrinde yapılan ve çeşitli yangınlar gören ahşap
fenerin yerine 1855’te Sultan Abdülmecid devrinde inşa edilmiştir.
III. Osman
devrinde inşa edilen ahşap Ahırkapı Feneri, İstanbul’da Osmanlı döneminde inşa
edilen ilk fenerdi. Marmara surlarının Otluk Kapısı Mevkiindeki burcun üzerinde
inşa edilmiş olan fener, bir deniz kazasından sonra yapılmıştı.
1755 yılında
Mısır'a gitmekte olan Hacı Kaptan emrindeki bir kalyonun Kumkapı'da karaya
oturması üzerine Sultan III. Osman Sadrazamı Said Paşa’yı olayı araştırması,
gemi ve gemicilerin kurtarılması için görevlendirmiştir.
Bu sırada kurtarılan gemicilerden
birinin “Eğer buradaki surda bir fener yapılıp, her gece kandiller yanarsa
böylece uzağa giden gemiler ışığı görüp yollarını bulur, kazaya da uğramazlar”
demesi üzerine Sultan III. Osman bu durumu değerlendirmiş ve kendisinin verdiği
talimat üzerine Kaptan-ı Derya Süleyman Paşa’ya bir fener yapılması emrini
vermişti.
Fenerin bakımı ve işletmesini Bostancı Ocağı karşılıyordu.
Kandillerinde yakılacak yağ ise Topkapı Sarayı’ndan gönderiliyordu Fener,
bölgede çıkan yangınlarda birkaç defa yandı.
Kırım Savaşı sonrasında, müttefik İngiliz ve Fransız
gemilerinin Karadeniz ve İstanbul boğazlarında emniyetle seyredebilmeleri
amacıyla var olan fenerlerin yenilenmesi ve bunlara yenilerinin eklenmesine
karar verildi ve 1855 yılında Fenerler İdaresi kuruldu.
Ahırkapı’da bulunan
bugünkü fener kulesi, 1857’de Sultan Abdülmecit tarafından taştan yaptırıldı.
Paris’ten getirilen fener 16 mil görüş mesafesinde, beyaz ışıklı, hareketli
(bir süre ışık verdikten sonra sönen), türde idi.
Geçirdiği çeşitli onarımlarla günümüze kadar gelen bu fener
kulesi kare tabanlı bir kaide üzerinde yükselen silindirik bir gövde
şeklindedir. Bunun üzerinde küçük konsollarla desteklenmiş, adeta bir minare
şerefesini andıran balkonlu kısımdan sonda çepeçevre camlı ışık veren bir bölüm
bulunmaktadır. Kare kaidenin üzerini çepeçevre bir balkon dolaşmaktadır.
Fenerde ışık kaynağı olarak önce fitilli gaz yağı lambası
kullanılmış daha sonra LPG ile çalışan parlak ışıklı manşonlu (gömlekli )
lambalar kullanılmış ve şu anda 1000 W'lık elektrik lambası kullanılmaktadır.
Ahırkapı Feneri ve çevresi, I. Dünya Savaşı sırasında kışla
arazisi olarak kullanılmıştır.
1958’de sahil yolunun yapımı ile denizden bir
yol şeridi ile ayrılan fenerin önünden yoğun bir trafik geçer.
Günümüzde fener ve gardiyan binası ulusal miras olarak Kıyı
Emniyeti ve Gemi Kurtarma İşletmeleri Genel Müdürlüğünce koruma altındadır.
https://tr.wikipedia.org/wiki/Ah%C4%B1rkap%C4%B1_Feneri
Sepetçiler Kasrı
Galata Köprüsü
Galata Köprüsü ve Karaköy İskelesi
Kılıç Ali Paşa Camii
Kabataş'ta bulunan tarihi çınar.
Kabataş'ta ki bu çınarın olduğu yerde Çizmecibaşı Mahmut Efendinin mezarı varmış.
Açıkçası Kabataş'a çok gittim ama bu mezarı daha önce hiç fark etmemiştim.
O gün pek çok yer, özellikle Beşiktaş ve Dolmabahçe Camii, 10 Aralık 2016 tarihinde Vodafone Arena yakınlarında ve Maçka Demokrasi parkında gerçekleşen bombalı saldırılarda 38'i emniyet personeli olmak üzere 46 kişinin hayatını kaybedenlerin anısına bayraklarla donatılmıştı.
Bu resmi Dolmabahçe Camisinin yanından çektim.
Resme biraz dikkatli bakarsanız, karşı tepede ki yapımı devam eden 6 minareli Çamlıca Camisini görebilirsiniz.
Vodafone Arena stadının yanından Dolmabahçe-Bomonti Tüneline girerek sahil gezimizi bitirdik.
Yeni bir gezide görüşmek üzere...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yazmak için;
Google hesabınız yoksa "Anonim" bölümünü işaretleyerek
yorumunuzu yazabilirsiniz.