YEŞİLKÖY DENİZ FENERİ

Yeşilköy ile ilgili yazı yazılır da deniz feneri konuya dahil edilmez mi?
Elbete deniz fenersiz Yeşilköy yazısı olmaz.
Bizim sıklıkla gittiğimiz Yeşilköy sahilinde ki yerimiz tam deniz fenerinin önünde yer alıyor.
Fenerin tarihi uzun yıllara dayanıyor, size kısa bir bilgi vereyim, daha sonra resimlerle bu bölümü tamamlayalım.

YEŞİLKÖY DENİZ FENERİ;

Yeşilköy Feneri, İstanbul'un Bakırköy ilçesinin Yeşilköy semtinde bulunan deniz feneridir.

Marmara Denizi'nden seyirle İstanbul Boğazı'na giriş yapan gemiler ilk önce tarihi Yeşilköy Feneri'yle karşılaşır. 

Böylece gemiler Boğaz giriş rotalarını tespit etmiş olurlar.

1856 yılında Fransızlar tarafından taş kule olarak inşa edilen bu fener, ilk önce Ayastefanos olarak adlandırılmış.

Yeşilköy Burnu'nda bulunan fenerin ismi daha sonra bulunduğu semte uygun olarak değiştirilip, Yeşilköy Feneri adını almıştır. 

23 metre yüksekliğindeki taş kulenin yanı sıra, bir de lojmanı bulunan Yeşilköy Feneri, 1945-1988 yılları arasında 3 kez restore edilmiştir.

Yeşilköy Feneri, ayrıca Boğaz girişinin ilk feneri.

1856'da Sultan Abdülmecid'in isteği üzerine bir Fransız mühendise 23 metre yüksekliğinde taş kule olarak inşa ettirilmiş.

Fener, o günden bugüne 10 saniyede 2 kez 15 mil uzaklığa kadar göz kırpıyor.

Sisli havalarda ise 30 saniyede bir düdük çalarak denizcileri hem sığ sahilden uzak tutuyor, hem de Boğaz girişine geldiklerini duyuruyor. 

150 yıllık Yeşilköy Feneri'nin (Eski adı Ayastefanos Feneri) altında şık bir balık lokantası olan  Fener Lokantası var.
Kaynak

Ramazan ayında böyle resimler paylaşmak istemezdim ama şehrin kargaşasından uzak kalmak isterseniz Yeşilköy'de böyle etkinlikler yapabilirsiniz diye, fikir olması açısından bu resimleri ekliyorum.
Biz bu pikniği kızımla birlikte 15 Mayıs'ta yaptık.
Hafta içi olduğu için eşim bize katılamadı, bizde toplu taşıma araçlarını kullanarak Yeşilköy'e gittik.
Bu yüzden yükümüz hafif olmalıydı, çok büyük ve kapsamlı bir piknik değildi.
Sabah pikniğimizi yaptık, kitap okuduk, çekirdek çitledik :)

Menümüz; tost, termosta çay, bol domates salatasından oluşuyordu.
Yükümüz hafif olsun, dönüşte elimizde ki çanta iyice hafiflesin diye tabakları ve bardakları atabileceğimiz kağıt ve plastik ürünlerden kullandık.

 Tatlı olarak abur cubur takıldık :)

Açık havada kuruyemiş bir başka oluyor, daha bir iştahla yeniyor :)

Bizim piknik yaptığımız yerde fenerin alt tarafında bu kocaman köpek vardı.
Açıkçası ilk önce huzursuz olduk ama bağlı olduğunu görünce rahatladık.

Önce ki bölümde bahsetmiştim, Yeşilköy çok güzel rüzgar alan bir bölge, burada sürekli uçurtma uçuranları görebilirsiniz.
Bizim piknik için gittiğimiz gün uçurtma yoktu uçurtma sörfü yapanlar vardı.
Kiteboard olarak da bilinen uçurtma sörfü rüzgarın kullanıldığı bir hobi sporu.

Yeşilköy sahilleri ile ilgili yazı dizimiz burada bitti, yeni bir gezi yazısında görüşmek üzere...