Yıldız Sarayı Şale Köşküne ait resimlerin 2. bölümüne geldik.
Şale Kasr-ı
Hümâyunu, tren vagonlarını andıran uzun koridorlar etrafında düzenlenmiş 60 oda ve 4
görkemli salonuyla köşk boyutlarını aşarak küçük bir saray görünümü
kazanmıştır.
Görkemli mekânlarını Barok, Rokoko ve İslam etkilerini yansıtan
geometrik bezemeler, manzaralı panolar ve kalem işleri süslemektedir.
Osmanlı
İslam beğenisini yansıtan yemek salonu dışında, köşkün tefrişinde Avrupa
beğenisi egemendir.
Oda ve salon
kapılarının üstünde görülen numaralar, Cumhuriyet döneminde verilmiştir.
Numaralama,
Yeni Daire'nin (Merasim Köşkü) en büyük salonu olan kabul salonundan
"1" numara ile başlamış, ilk bölüm olan Şale'nin alt katında
"61" numarada son bulmuştur.
Köşkün oda ve salonlarının döşemesi,
zamanındaki durumlarını koruyamamıştır.
Pek çok eşyası, ya diğer saraylara
gönderilmiş yada yağmalanmıştır.
1909 yılında, Şale'nin odalarında bulunan
gümüş şamdan, kibritlik, tabla gibi gümüş eşya ve tabloların çoğu, Dolmabahçe
Sarayı'na alınmıştır.
Bu bölümde ilk resimlerimiz "14 Numaralı Salon-Yemek Salonu-Sedefli Salon" olarak adlandırılan salona ait.
Şale'nin en
göz alıcı salonlarından biri olan ve "Sedefli Salon" adıyla anılan bu salon
eskiden ziyafetler için kullanılırdı.
Sedef kakmalı kapı ve dolap kapakları
Çırağan Sarayından getirilmiştir.
Bu sedefli kapı ve dolaplar sebebiyle "Sedefli
Salon" olarak bilinmektedir.
Dokuz pencereli,
dört kapılı salonun tavanı geçmeli yıldız motifleri ile bezenmiştir.
Dikdörtgen ve yuvarlak panoların içinde kufî hatla yazılmış, Ebüzziya Tevfik’e ait yazılar
bulunmaktadır.
Salonu aydınlatan 3 avizeden ortadaki, mineli
ve altın yaldızlıdır.
Odanın asıl eşyası olan yemek masası ve sandalyeleri bugün Beylerbeyi Sarayı Selamlık Yemek Odasında bulunmaktadır.
Katlar
arasındaki bağlantıyı, ilk iki köşkte ahşap, üçüncü köşk olan Merasim Köşkü'ndeyse
mermer merdivenler sağlamaktadır.
O dönemin
yabancı bir gazetecisinden öğrenildiğine göre bu merdivenlerden çıkılınca
karşılaşılan galeri, tören ve karşılamalarda çalan orkestraya ayrılmıştı.
Şale Köşkü iç mekan koridorları.
Burası içinden koridor geçen bir salon, yani siz diğer odalara gitmek için koridorları geçerken bu salonun içinden geçiyorsunuz.
Sağ ve sol tarafta da aynı şekilde mobilyalar ile dekore edilmiş.
İşin ilginç tarafı bu salon, Alman
Kralı II. Wilhelm’in Osmanlı Devletine yaptığı ziyarette kendisine yatak odası
olarak tahsis edilmiş.
Salon bir süre "Yatak Salonu" olarak
kullanılmış.
Bazı gezi sayfalarında burada yatak odası takımı olan resimlerini gördüm.
Benim köşkü ziyaret ettiğim günlerde yatak odası değildi.
Bu salon ayrıca bir
dönem Çay Salonu olarak da kullanılmış.
11 Numaralı Salon: Büyük Yatak Salonu;
Bu salonla
Sarkis Balyan’ın yaptığı bölüme geçilir.
Tavan süslemesi ve kumaş kaplı duvarlarıyla
da dikkati çeken bu salonda bugün, mavi zeminde yıldız motifli, ipekli Hereke
kumaşı ile kaplanmış bir mobilya takımı bulunmaktadır.
Yıldız albümünde ki bir
fotoğraftan da anlaşıldığı gibi İmparatorluk döneminde salonun deniz tarafı paravanlarla
bölünerek ve "Lit a la polonaise" adı verilen bir karyola,
"Ottoman" denilen şezlong, dolap ve II. Napolyon üslubu bir koltuk
takımı konularak, yatak odası biçiminde kullanılmıştır.
Bu salonun köşelerinde
kalan 12 ve 13 numaralı yatak odaları atlas kumaş kaplı duvarlarıyla 19. yüzyıl
yatak odası anlayışının bir özelliğini sergilemektedir.
Aynı salonun diğer tarafı
Üst kattaki
kabul salonu, yemek salonu ve çalışma odaları, imparatorun kaldığı dairenin
yanındadır. Özel dairelerde Fransız ve İtalyan ressamların elinden çıkmış
tablolar bulunmaktadır.
Bazı odaların panjur ve perdeleri kapalıydı, odanın ışıkları da açık değildi.
Birde flaş kullanmak yasak olunca fotoğraflar karanlık çıktı.
Bende fotoğrafa Picasa da ışık ekleyerek ancak bu kadar düzeltebildim.
Muhteşem tavan süslemelerinden biri
Avrupa
ülkelerinden gelen değerli döşeme eşyası, birbirinden zarif çini sobaları,
vazoları, görkemli ve oymalı yatak takımlarıyla çok sayıda salon ve oda,
imparatorluğun son yıllarının ince beğenisine tanıklık etmektedir.
Şale’nin
dekorasyonunda dikkat çeken unsurlardan biri de, büyük boyutlu İsveç yapımı
Rörstrand çini sobalarıdır.
Köşkün
elektrikle aydınlatılması için düzenlenen tesisat, 1898 yılında Siemens ve
Halske firmaları tarafından yapılmıştır.
Isıtılmasıysa, İmparatorluk döneminde
soba ve şöminelerle, Cumhuriyet döneminde ise kalorifer tesisatı ile
sağlanmıştır.
Işık sorunu yaşadığım başka bir oda
Yıldız Şale Köşküne ait resimler 3. bölümde devam edecek.
Bu bölümde faydalandığım kaynak;
Milli Saraylar Daire Başkanlığı Yıldız Sarayı Şale Kasr-ı Hümâyunu kitapçığı
Yeni bölümde görüşmek üzere....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yazmak için;
Google hesabınız yoksa "Anonim" bölümünü işaretleyerek
yorumunuzu yazabilirsiniz.