Sonbahar gezilerimizin sonuncusunu 28 Kasım'da Çamlıca Tepesi'ne yaptık.
Çamlıca'yı yaz aylarında ve bahar aylarında pek çok kez gördüm ama sonbaharda ilk kez ziyaret etme fırsatı buldum ama en çok kar yağdığı zaman bir de gece görmek isterim.
Bahar aylarında ise lale şenlikleri ile cıvıl cıvıl olan Çamlıca Tepesinin tadı bir başka oluyor.
Bakınız; Çamlıca Tepesi 2011
Sonbahar da ise hele bir de hafta içi, iş saatlerinde gittiyseniz ortalıkta kimseleri bulamazsınız.
Yüksek bir tepede olduğunuz için sert ve soğuk rüzgar yüzünden, güneş bile olsa bir an önce kafeteryaya kendinizi atıp, sıcak bir çay veya salep içmek istiyorsunuz.
Çamlıca'da isteseniz kafeteryada kapalı ortamda, isterseniz büfeden aldıklarınızla açık havada bir şeyler yiyip, içebilirsiniz.
Ben ilk önce büfeden sıcak çay aldım dışarıda içtim ama çok keskin bir soğuk olduğu için bir müddet sonra kafeterya ya gittim.
Çamlıca'da Restoran-Büfe-Kafeterya Beltur işletmesi olduğu için fiyatlar oldukça hesaplı, 1 büyük fincan çay ve ekler pasta sadece 3.5 lira!
Sonbahar, kendisini en çok yerlere düşen sararmış yapraklarla hissettiriyor.
Hava bir ara güneşliydi ama sis olduğu için Boğaziçi çok net görünmüyordu.
Çamlıca'da bulunduğum saatlerde sık sık Boğaz tarafına gidip, hava açılmış mı? diye baktım ama ne yazık ki hava çok açmadı.
2.Bölümde görüşmek üzere!...
Parkların sonbahar hallerini seviyorum.
YanıtlaSil