Havaların güneşli olması moral olarak çok iyi gelse de yazın yaşayabileceğimiz kuraklık ve susuzluk herkesi endişelendiriyor.
İnşallah kış ayları bitmeden hem yağmur, hem kar yağar da susuzluk tehlikesinden kurtulabiliriz.
Havanın güneşli ve güzel olmasının en iyi taraflarından birisi de elbette gezmeye gitmektir : )
Gezme dedim ama aslında biz Baltalimanı'na, Metin Sabancı Kemik Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesine hasta ziyaretine gittik.
Şansımıza o gün hava İstanbul'da çok güzeldi.
Bende hastanenin bahçesinden biraz Boğaziçi resimleri çektim.
Bu bölümde Boğaziçi resimlerini görebilir, hastanenin tarihini öğrenebilirsiniz.
*Panoramik resim Large boyutudur, üzerine tıklayarak daha büyük görebilirsiniz.
BALTALİMANI KEMİK HASTALIKLARI HASTANESİNİN TARİHİ;
Mediha Sultan Sahilhanesi- Baltalimanı Hastanesi(Baltalimanı
Sarayı), Baltalimanı’nda Rumeli Hisarı Caddesi üzerinde, 62 numarada yer alır.
19. yüzyılın ortalarında Sadrazam Mustafa Reşit Paşa
(1800–1858) tarafından inşaa ettirilen yapının, mimarları Karabet Amira Balyan
ve Sarkis Balyan’dır.
1600 m2 ’lik bir alanda iki katlı ve kagir olarak yaptırılan
bina, Sultan Abdülmecit’in kızı Fatma Sultan ile evlendirilen, Mustafa Reşit
Paşa’nın oğlu Galip Paşa’nın ikametine tahsis edilmiş ve Galip Paşa’nın
ölümünden sonra, hazine tarafından 250 bin altına satın alınmıştır.
Mustafa
Reşit Paşa’nın Hariciye Nazırlığı döneminde 1838’de, İngiltere, Belçika, Fransa
ile Osmanlı Devleti’nin mali alanda çöküşüne zemin hazırlayan ve tarihe
Baltalimanı Anlaşması olarak geçen ticari anlaşma da, bu sarayda imzalanmıştır.
Fatma Sultan öldüğü 1882 yılına kadar burada göz hapsinde
tutulmuştur.
Bir süre oldukça bakımsız kalan bina, 1887 yılında II.
Abdülhamit’in küçük kız kardeşi Mediha Sultan’a tahsis edilmiştir. Mediha
Sultan’ın Damat Ferit Paşa ile evlenmesinden sonra, bina Damat Ferit Paşa
Sarayı olarak anılmış ve 1922 yılına kadar yazlık saray olarak kullanılmıştır.
Vahdettin’in sadrazamı olan ve Milli Mücadele aleyhindeki çalışmaları ile
tanınan Damat Ferit, Atatürk’ün ve silah arkadaşlarının zaferinden sonra iki
gün içinde ülkeyi terk etmiş, Baltalimanı Sarayı’nın kıymetli eşyaları da 1925
yılında müzayede ile satılmıştır.
Neoklasik üsluptaki Mediha Sultan Sahilhanesi, geniş bir
avlu içinde olup, bahçesinde havuz ve ek birimler bulunmaktadır. Sekizer mermer
sütunlu, mermer kaideli bahçe ve sandal girişleri neoklasik üslubun görüldüğü
başlıca öğelerdir.
Yapının batı-doğu uzunluğu 55m. Kuzey-Güney uzunluğu ise
42.5m.’dir. Dikdörtgen planlı yalı, yan cephelerden masif kolonlarla dışarıya
taşırılmıştır.
Giriş katında 22 oda, 8 sofa, 1 büyük orta hol, 13 servis odası,
ikinci katında 11 salon, 7 sofa, 7 servis odası ve 1 büyük aydınlık yer alır.
Giriş katın ortasındaki dikdörtgen sofanın, duvarları aynayla kaplanmış,
içerisine mermer kaplamalar yerleştirilmiştir. Sofanın üç yönlü koridorlarla
çevrilmiş; çevresine odalar yerleştirilmiştir.
Birinci kat cadde cephesinde,
dört iri konsolun taşıdığı çıkma ile dışarıya taşırılmıştır.
Pencerelerin
bazıları kemerlidir. İki katı ayıran silme dikkat çekicidir.
Cumhuriyet döneminde saray bir dönem metruk kalmış; tavan
dokusu, yaldızlı ve işlemeli yüzeyleri harap olmuş, sıvaları çürüyüp düşmüş,
sahil ve rıhtım korunakları parçalanmış ve salon süsleri bozulmuştur. Daha
sonra bir süre Tarım Bakanlığı’na bağlı Balıkçılık Enstitüsü olarak kullanılan
bina, 1943 yılında Sağlık Bakanlığı’na devredilmiştir.
Bakanlık burada bir
“Kemik ve Mafsal Veremi Hastanesi” açmak için gerekli onarım, iç düzenleme ve
değişiklikleri yaptırmış ve 19 Haziran 1944’de, dönemin Sağlık Bakanı Dr.
Hulusi ALATAŞ tarafından yapı hastane olarak hizmete açılmıştır.
1944 yılından beri Kemik ve Mafsal Veremi Hastanesi olarak
faaliyet gösteren ve hem Ortopedi alanında, hem Verem Savaşı’nda çok başarılı
hizmetler veren bu kurum, 1990’lı yıllardan itibaren fiziki alt yapısı ile
teknik donanımının yenilenememesi ve bilimsel gelişmelere ayak uydurulamaması
sonucunda gerilemiştir. Bu dönemde hastanenin kapatılması ve sarayın başka
amaçlarla kullanılmak üzere özel sektöre kiralanması bile gündeme gelmiştir.
17 Ağustos 1999 depreminde hasar gören saray binası, 2000
senesinde dönemin Sağlık Bakanı Doç. Dr. Osman Durmuş’un girişimi ve hayırsever
işadamı rahmetli Sakıp Sabancı’nın katkılarıyla kapsamlı bir yenilenmeye tabi
tutulmuş, özellikle tavan işlemeleri büyük ölçüde orijinal şekline
kavuşturulmuştur. Ayrıca ilkel koşullarda hizmet veren birçok birim ve idari
üniteler, iki katlı, modern ve geniş yönetim binasının inşası ile buraya
taşınmıştır. Hastane Sağlık Bakanlığı tarafından, 21 Aralık 2001 tarihinde özel
branş eğitim ve araştırma hastanesi statüsüne geçirilmiş ve bu haliyle
ülkemizin Ortopedi ve Travmatoloji alanında ilk ve tek özel branş eğitim
hastanesi olmuştur.
KaynakYeni bir gezi yazısında görüşmek üzere....
harika görüntüler ve bilgiler canım emeğine sağlık
YanıtlaSil