Ortam harika, manzara şahane ama birde bu işin perde arkası var.
Köyde yaşadığınız zaman çeşit çeşit börtü böcek, haşarat ve hayvanlarla karşılaşabiliyorsunuz.
Köyde en çok kelebek-çekirge-arı-örümcek-hatta ne yazık ki akrep gibi hayvanatla karşılaşıyoruz.
Ne yazık ki hepsi kelebekler kadar sevimli olmuyor.
Bu bölümde göreceğiniz resimlerde ki hayvanlar gördüklerimizin sadece onda biri.
İstanbul'da evin içinde çekirge görsem, aklım başımdan gidebilir ama köyde doğal geldiği için sadece "öldürmeden evin içinden nasıl çıkarabilirim?" diye düşünebiliyorsunuz.
Hatta tarlalarda dolaşırken önünüzden onlarca çekirgenin zıplayarak sağa sola kaçışması hoşunuza bile gidiyor.
Çok şükür tehlikeli olan hayvan ve böceklerle karşılaşmadım.
Karşılaştığım böcekleri de mümkün oldukça öldürmeden dışarı atarak evden uzaklaştırmış oldum.
Köyde bu konuda en sık ettiğim duam "Allah'ım beni baş edemeyeceğim şeylerle karşılaştırma" oldu.
Bu her tarafı kürkle kaplıymış gibi görünen kelebeği hamağın iplerinin üzerinde gördük.
Üzerinde ki kürklü bölüm yüzünden kızım ona en sevdiği romanın ismi ile hitap etti, Kürk Mantolu Madonna : )
Köyde en sevdiğimiz hayvan kediler oluyor, korkmadan sevdiğimiz için kızımla evin civarına gelsinler diye merakla bekliyoruz.
Eskiden köye gittiğimiz zaman bizi yalnız bırakmayan köyün çok sıcakkanlı olan kedisi Yalangaç ne yazık ki artık yok : (Oysa biz ona çok alışmıştık, yokluğunu çok hissediyoruz.
Bakınız; Köydeki Kedimiz Yalangaç ve Yavruları
Üstteki kedi hergün gelse de çok tedirgin olduğu için kendisini hiç sevdirmedi.
Ne tatlı kestiriyor değil mi :)
Keşke köyde gördüğümüz bütün mahlukat bu kelebek kadar sevimli olsa.
Bunlarda çok çalışkan ve akıllı karıncalar.
Toprak yolda çalı çırpı yüzünden çok zor ilerledikleri için bu bahçe hortumunu asfalt yol gibi kullanıp, yuvalarına hortumun üzerinden gelip gidiyorlar.
Köyde çok sayıda arı çeşidi var, arıcılık yapıldığı için yakınlarda kovan var bu yüzden en çok bal arısı görüyoruz.
En korkutucu ve zararlısı olan eşek arısı, meyveleri çıtır çıtır yiyen, bal arılarını öldüren, insanlar için bile zararlı olan eşek arısını görmek bile istemem.
Üstte ki resimde görünen hem tombik, hemde kürklü olan arıyı Ilgaz'da gördüm.
İsmi; Bombus (tüylü arı)
Kanatları tavus kuşu kadar güzel olan bu kanatlı sineğin cinsini-ismini ne yazık ki ismini bilmiyorum.
Bu büyük siyah böceği, bir sabah balkonda bulduk.
Çok şükür öldürmeme gerek kalmadan yine araba fırçası ve faraş yardımı ile dışarıya atmayı başardım : )
Bunlarda köylerin vazgeçilmezleri bizde ki adıyla "sıtma sineği" bilimsel adıyla "Anofel"
Balkonda görünce ellemiyorum ama tehlikeli olur düşüncesi ile evde bulununca mecburen ilaç sıkıyorum :(
Evin içinde görsem ne yaparım bilmiyorum :(
Bu yıl her zaman gördüğümüz cinsler dışında farklı cinslerde örümcekler gördük.
Genellikle balkonda gördüğümüz için içim rahattı, sadece uzun saplı araba fırçası ile faraşın üzerine alıp, bahçeye geri atıyordum.
Üstte ki resimde gördüğünüz örümcek yeşil mercimek tanesine benziyor ama asıl adı İngilizce de (hıyar-salatalık örümceği) imiş.
Bilimsel adı Araniella Cucurbitina.
Köyde en çok gördüğümüz bu örümcekler İstanbul'da gördüğümüz uzun bacaklı örümceklerin uzun gövdesinin aksine top gibi yuvarlak bir gövdeye sahipler.
Yürüyüş tarzlarından biz kızımla bunlara "matmazel örümceği" diyorduk : )
Dınınınınınnnnnn! Umarım yapmak istediğim korku ve tedirginlik giriş müziğini yapabilmişimdir :)
Bu yıl köyde gördüğüm en tedirgin edici ve korkutucu örümcek cinsi bu oldu.
Neyse ki evden çok uzakta böğürtlen çalılarının arasında gördük.
Bu cins bir örümceği daha önce köyde hiç görmemiştim, biraz araştırdım ismi "Sarı Siyah Bahçe Örümceği" imiş.
*Yellow and Black Garden Spider (Argiope aurantia)
Bu örümcek kömürlükte, evin kapalı kaldığı kış aylarında ölmüş, uzun zaman orada kaldığı için üzerini mantar-küf kaplamış.
Bu tarla faresi bir yudum su uğruna bu kovanın içinde boğulmuş, bu fareyi de böğütlen toplamaya gittiğimizde tarlalardan birinde görmüştük.
Yıllardır yaz aylarında köye gider gelirim, uçarken pek çok büyük kuş türü gördüm ama bu kadar büyüğünü ve ağaca konmuş olanını geçen yaz gördüm.
Kartal yada Şahin olduğunu düşündüğümüz bu büyük kuşu balkonda otururken oğlum fark etti.
Bize çok uzakta olduğu için, fotoğraf makinesinin zoom ayarını sonuna kadar kullanarak resmini çekebildik.
"Uzaktan bile bu kadar büyükse yakından nasıldır acaba?" diye düşünmeden edemedik.
Biz resimlerini çektikten sonra çok uzun kanatlarını açarak, süzülerek bir sağa bir sola uçarak gözden kayboldu.
Köyden yayınlayacağım resimlerin sonuna geldim.
Bir sonra ki bölümden itibaren Çatalzeytin, Sinop, Taşköprü, Ilgaz, Çankırı gezilerimizi yayınlamaya başlayıp, küçük bir Karadeniz turu yapacağız.
Görüşmek üzere....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yazmak için;
Google hesabınız yoksa "Anonim" bölümünü işaretleyerek
yorumunuzu yazabilirsiniz.