17 Ekim 2011 Pazartesi

KASTAMONU KASABA KÖYÜ-MAHMUT BEY CAMİİ

Muhterem'le Geziye
Mahmut Bey Camisi, Kastamonu'nun Merkez İlçesine bağlı Kasaba Köyü'nde 1336 yılında yapılmış.
Ahşap sanatının en güzel örneklerinden birisi olan camii iç mekanın da hiç çivi kullanılmadığı için "çivisiz camii" olarak ta biliniyor.
Kastamonu'ya her yıl gittiğimiz halde, yol güzergahımız farklı yönde olduğu için ne yazık ki camiyi ziyaret edememiştik.
Bu yıl oğlumun sayesinde bu tarihi yapıyı görmek kısmet oldu.
Pek çok resim çektim fakat iç mekanda flaş kullanmak yasak olduğu için iç mekan resimleri biraz bulanık çıktı.
Ayrıca bütün resimleri kullanarak video hazırladım, yazının sonunda videoyu izleyebilirsiniz.


kasaba köyü
Cami hakkında kısa bir bilgi;
Kastamonu'nun 20 km. kuzeybatısında Kasaba Köyü’nde ki Mahmut Bey Camisi, giriş kapısı üzerindeki kitabesinde yazdığına göre 1366 yılında Candaroğlu Adil Bey’in oğlu Mahmut Bey tarafından yaptırılmıştır.

Cami plan ve kütlesel yapı olarak küçük, sade ancak, süsleme sanatı yönünden son derece zengin bir mimariye sahiptir. Beylikler döneminin ahşap direkli camileri arasında en ilgi çekici örneklerinden birisidir.

Selçuklu ve Beylikler dönemi mimarisinin ahşap camiler grubundan bir örnek olup, günümüze iyi bir durumda gelebilmiştir. Cami dışa açık bir son cemaat yeri ile dikdörtgen ibadet mekânından meydana gelmiştir.İbadet mekânı 9.00 x 12.00 m. ölçüsündedir.
Caminin içerisindeki dört ağaç sütun iç mekânı üç sahına ayırmıştır. Bu sütunların taşıdığı tavan, üst üste bindirme tekniği ile ahşap hatıllardan oluşturulmuştur. Caminin üstü ahşap çatılı ve kiremit örtülüdür. Duvarları harç ve taşla örülmüştür. İbadet mekânı altta beş, üstte de yedi olmak üzere toplam on yedi pencere ile aydınlatılmıştır.

Caminin en ilginç tarafı giriş kapısı, mihrabı, minberi ve tavanıdır. Bunlar ahşap sanatının son derece değerli örneklerindendir. Mermer söveli giriş kapısının içerisindeki ahşap kapı kanatları üzerinde kûfi yazılı motifler ve bitkisel bezemeler dikkati çekmektedir. Bu kapının İbn-i Neccar Camisi kapısı ile benzerliği dikkate alınacak olursa her ikisinin de aynı sanatçı tarafından yapıldığı sanılmaktadır. Bu caminin yapımında üç nakkaşın ayrı ayrı çalıştığı düşünülmektedir. Değişik bezeme örnekleri de bunu açıkça göstermektedir. Bezemelerde çivit mavisi, gök mavisi ve sarının tonları ile siyah, beyaz ve kırmızı renkler kullanılmıştır. Bunların arasında da rûmi ve geometrik motifler başta olmak üzere bitkisel motiflere geniş yer verilmiştir.

Nakkaş Mahmud oğlu Abdullah caminin kapısını yapan sanatçıdır. Bu ahşap ustası Ankaralı olup, devrinin en tanınmış ustalarındandır. Günümüze çok az parçası gelen minberin de aynı sanatçının elinden çıktığı sanılmaktadır. Caminin bitkisel motifleri Arkeolog Mahmut Akok tarafından yeni baştan düzenlenmiş ve onun çizimlerine göre de bu bölümler restore edilmiştir.
Mihrap sekizgen niş şeklinde olup, üzeri mukarnas bir süsleme ile sonuçlanmaktadır. Aynı zamanda mihrabın üzeri yarım bir kubbe ile örtülüdür.
Caminin ilk yapımında ahşap olan minaresi sonraki dönemde yıkılmış ve yerine yontma taştan tek şerefeli bir minare yapılmıştır. Caminin son cemaat yeri ve yanındaki mezarlık günümüze gelememiştir.
Kaynak

Caminin 1943 depreminde hasar gören minaresi kesme taştan yeniden yapılmış.
Fakat mevcut taş minarenin camiye zarar vermesi nedeniyle caminin güvenliği için yıkılarak yerine ahşap minare yapılmış.

Kastamonu
ÇİVİ VE ELEKTRİĞİN GİRMEDİĞİ MAHMUT BEY CAMİİ;
Kastamonu'nun merkeze bağlı Kasaba Köyü'nde 14'üncü yüzyılda yapılan kendisine has çivi kullanılmadan bindirme tekniğiyle yapılan ve günümüzde de olası bir yangına sebebiyet vermesi için elektrik kullanılmayan Mahmut Bey Camii, başta Japonlar olmak üzere dünyanın birçok ülkesinden turistlerin ilgisini çekiyor. Kastamonu Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından restore edilen tarihi camii, yıllar sonra geçmişe ışık tutuyor.

Kastamonu Daday Karayolu üzerinde 18'inci kilometresin de Kasaba Köyü'nde yer alan Mahmutbey Camii, kendisine has ahşap mimarisiyle dikkat çekiyor. 14'üncü yüzyılda Candaroğlu Hükümdarlarından Adil Bey'in oğlu Emir Mahmut Bey tarafından yaptırılan dış cephesi moloz yığma taştan, içi ise ahşap el işçiliği ile dikkat çeken camii, yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı oluyor. Hiç çivi kullanılmadan tamamen ahşapların bindirme tekniği ile yapılan tarihi camideki motifler görenleri büyülüyor.
Kök boyaları kullanarak 14'üncü yüz yılda yapılan tarihi camide ayrıca 8 metre yüksekliğinde ağaç sütun yer alıyor. Yapımında hiç çivi kullanılmadan ahşap ürünlerin kendisine has bindirme tekniği kullanılan camii de ayrıca olası bir yangının önlenmesi için elektrik kullanılmıyor.
24 saat özel güvenlik görevlileriyle korunan camide ısınma sistemi bulunmuyor.
Camiinin aydınlatma sistemi ise 12 adet küçük pencere ile sağlanıyor.

ÇALINAN KAPI MANİSA'DA BULUNDU:
Dünyanın sayılı ahşap işçiliği eserleri arasında gösterilen ahşap işli sanat eseri caminin kapısı, tarihi eser kaçakçıları tarafından 1977 yılında çalındıktan sonra Uluslararası Polis Teşkilatı Interpol tarafından aranırken, yurt dışına çıkarılamadan Manisa İstiklal İlkokulu bahçesinde terkedilmiş halde bulunmuştu. Tarihi kapının tekrar çalınma riskine karşı orjinali Kastamonu Liva Paşa Konağı Etnografya Müzesi'nde sergilenirken, şu an camide imitasyonu sergileniyor.

650 YIL ÖNCE DEPREM KOLONLARI:
Caminin yapımında deprem kolonları dikkat da çekiyor.Mihrabın yanında yer alan deprem kolonlarının duvar içinde yer almasına rağmen 360 derece dönebiliyor. Deprem sonrası dönmediği zaman binada oturma yaptığı ve tehlike olduğu anlaşılan deprem kolonları, 650 yıldır hala dönmeye devam ediyor.

TÜRKİYE'NİN ÖNEMLİ TARİHİ ESERLERİNDEN BİRİ:
Kasaba Köyü Mahmut Bey Camii hakkında bilgi veren KastamonuVakıflar Bölge Müdürü Yavuz Yücebıyık, 1366 yılında Candaroğulları Beylerinden Adil Bey'in oğlu Mahmut Bey tarafından yaptırılmıştır. Camiinin özelliği dışı moloz taştan yapılmıştır. İçi ahşap bindirme tekniği kullanılarak yapılmıştır.Kalem işleri açısından hem ilimizin hem de Türkiye'nin önemli eserlerinden birisidir" dedi.

ELEKTRİK VE ISITMA SİSTEMİ YOK:
Türkiye'de yer alan sayılı eserlerden birisi olan tarihi Mahmutbey Cami, emniyet tedbiri olarak ve orjinalini korumak adına bugüne kadar elektrik tesisatının yapılmadığını belirten Yücebıyık, restore çalışmaları hakkında bilgi verdi. Tarihi Mahmut Bey Camii'nin 2005 yılına kadar Kasaba Köyü tüzel kişiliğine ait olduğunu ifade eden Yücebıyık, yapımında vakıf eseri olması nedeniyle 2006 yılında Vakıflar Bölge Müdürlüğü'ne devredildi.
2006yılında projesi yapıldı. 2007 yılında restorasyonu yapıldı. Restorasyon çalışmaları sırasında kalem işlerine hiç dokunmadan herhangi bir çalışma yapılmadı. Mevcut taş minarenin camiiye zarar vermesi nedeniyle caminin güvenliği için yıkılarak yerine ahşap minare yapıldı.

Tarihi camiinin yerli ve yabancı turistlerin akınına uğradığını söyleyen Yücebıyık, başta Japonlar olmak üzere, İngiliz ve Alman turistlerin yoğun olarak geldiğini söyledi.
Turan KURT / KASTAMONU, (DHA)
Kaynak



Mihrap alçı olup geometrik ve nebati motiflerle süslüdür.
İki yanında taştan hareketli kontrol sütunları vardır.
Ahşap minberin döneminden yalnız eski taç kısmı kalmıştır.
Diğer bölümlerinin sonradan yapıldığı malzeme ve işçilik yönünden kendisini göstermektedir, bir özellik taşımamaktadır.




Dış mimari ifadesi ile sade bir görünüme sahip olan bu küçük caminin önemi, cami iç mekânında görülen ahşap işçiliği ve süsleme sanatının bir şaheseri olmasındandır. Anadolu’da, sayıları pek az olan ahşap direkli, Selçuk dönemi camilerinden biridir.



Gerek ana kirişler ve de gerekse tali kirişler ile bindirmelerin alt köşeleri pahlanmış, kirişlerin ortalarına kabartma motifler işlenmiş, ana kirişlerin iki yanları çıtalar, pervazlar ile süslenmiş, tavan kaplamasını oluşturan kalasların kenarları yıldız şeklinde oyulmuştur.
Ahşap yapı sanatının bir şaheserini oluşturan bu yapısal elemanlar ile bu elemanların üstünü örten çeşitli tonlarda kırmızılar, çividi ve havai maviler, altın rengi ve daha kirli tonlardaki sarılar, beyaz ve siyah renklerin kullanıldığı nakışlar, Mahmut Bey Camiinde son derece zengin bir iç mekan oluşturmaktadır.

İçeride sekiz metre yüksekliğinde dört adet ağaç sütun vardır.
Ağaç sütun başlıkları da korint üslubu denilen teknik ile süslenmiştir.


Cami içinde ahşap tavan ile iki katlı mahfelerde ki ahşap işçiliğinin yanında kök boyalardan yapılmış olan doğal boyamalar tüm bezemelerde ve çizimlerde hâlâ yaşamaktadır.
Tüm cami 4 ana direk üzerine oturtulmuş, altında da yine enlemesine yerleştirilmiş kalın tahtalarla desteklenen çatı ile kaplanmış.
Köşelerden üst üste desteklenen dikmelerle mahfiller çok güzel bir estetik görünümle sizleri karşılıyor.

Ahşaptan yapılan minberin üst kısmı kök boyaları ile süslenmiş.







Mahmut Bey Camiin de müezzinler mahfilinden başka, birbiri üzerinde iki mahfil daha vardır. Birincisi cami girişinin üstünde, camii iki uzun beden duvarı arasında enlemesine geçen ve sahından karşılıklı iki merdiven ile çıkılan mahfil.
Bunun üstünde, birinci mahfilden çıkılan ve cami uzun aksının iki yanında, simetrik iki bölüm halinde (ortası boş) yer alan üst mahfil.
Müezzinler mahfili ise cami batı duvarı tarafında sahın ile birinci mahfil arasında kalan seviyede minbere doğru çıkıntı yapmış, küçük bir alandır.
*Camiinin mimari özellikleri hakkında ki bilgiler bu adresten alınmıştır.





kök boya süslemeleri
Kök boya ile yapılan muhteşem tavan süslemeleri zamana meydan okuyor.












camii iç mekan resimleri



Resimler flaşsız çekimle ve tripodsuz çekildiği için ne yazık ki çok net çıkmadı.












Caminin ahşap işli, sanat şaheseri kapısı 1977 yılında hırsızlıkla çalınması sonucu bulunduktan sonra Kastamonu’da Liva Paşa konağı Etnografya Müzesi’nde teşhire konulmuştur.

Ancak kapının da oldukça ilginç bir hikayesi var.
Çünkü paha biçilemeyen kapı daha önce çalınmış ve tüm emniyet teşkilatı ile Interpol kapının peşine düşmüş.
Uzun uğraşlardan sonra kapı bulunmuş ve Liva Paşa Konağı'nda özel bir mekanda sergiye konmuş. Orijinal kapının yerinde ise şimdi imitasyon bir kapı var.

Giriş kapısının üstünde yer alan, küçük mermer üzerine oyulmuş Arapça kitabede, merhum Adil Bey oğlu büyük emir Mahmut Bey’in, hicri 768 (miladi 1366) senesi Ramazan ayında, caminin yapımını emrettiği yazıyormuş.



Caminin anı defterine, camii ile ilgili düşüncelerinizi yazabilirsiniz.








Caminin avlusunda Candaroğlu Mahmut Bey'in annesi ve bazı akrabalarının mezarları var.
Bahçedeki hazirede yer alan Mahmut Bey'in türbesi ise yıkılmış.
Burada ki lahitler, 1940'lı yıllarda Kastamonu Etnografya Müzesi'ne taşınmış.

Caminin bahçesinde misafirler için konuk evi var.

Camiye gitmek için;
Kastamonu'dan Daday yoluna doğru yaklaşık 18 kilometre gidin, sağda ki bu tabelayı görüp, sağa sapın.
Toprak yolu takip edip, yaklaşık 3 kilometre gidince tabelaları takip ederek camiye ulaşabilirsiniz.


İyi seyirler;

Kastamonu Kasaba Köyü-Mahmut Bey Camii muhteremlegeziye

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yazmak için;
Google hesabınız yoksa "Anonim" bölümünü işaretleyerek
yorumunuzu yazabilirsiniz.