30 Kasım 2011 Çarşamba

KEMERBURGAZ VE BELGRAD ORMANI

Cuma günü eşimin Kemerburgaz'da kısa bir işi vardı.
Sonbahar gezilerimize Belgrad Ormanı'nı da eklemek istediğim için beraber yola çıktık.
Eşimin işi bittikten sonra Kemerburgaz'dan Belgrad Ormanı'na doğru yola çıktık.
Gittiğimiz yer Kemerburgaz olunca yol boyunca pek çok su kemeri ile karşılaştık.
Su Kemeri;
Üstü kapalı su yollarından akan suyun seviyesini sabit tutarak, vadiler üzerinden geçiren ve aynı yükseklikte bir noktaya akıtan, köprü şeklinde ayaklı kemerler üzerine yapılan su yapılarına "su kemeri" denir.



Eğri Kemer :
Eskiden Kovuk kemer adı ile anılan su kemeri 1554-1564 yıllarında Mimar Sinan tarafından Bizans dönemi alt yapıları kullanılarak yapılmıştır. İstanbul'un Eyüp ilçesine bağlı Kemerburgaz kasabasının girişindedir.
İstanbul'a Belgrad ormanlarından su getirmek amacı ile yapılmıştır.

Kemerburgaz Mimar Sinan Camii.





Kemerburgaz'dan çıkıp, Belgrad Ormanı'nın içinden devam eden yolda ilerlerken müsait bir yerde durduk.
Sonbaharın bütün renklerini üzerinde taşıyan ağaçlar çok güzel görünüyordu.


Yerlere daha önce görmediğim kadar çok yaprak dökülmüştü.
Dökülen yaprakların arasında dolaşmak, kar üzerinde yürümek kadar güzel oluyormuş.













Her şey çok güzeldi ama ortamda tam bir çevre faciası vardı.
Her tarafa çöpler saçılmıştı, üstelik çoğu plastik bazlı ürün olduğu için doğa onları yok edememiş, etmeyecekte!
Keşke birazcık duyarlı olsak, çöpümüzü giderken yanımızda götürsek, uygun bir çöp kutusuna atsak ama nerdee, yıllardır bu konuyu dile getiriyoruz ama herkes bildiğini okuyor.
Bu konuda tek bir şey söylemek istiyorum, "Nasıl bulmak istiyorsan öyle bırak!"

Sanki az önce bomba patlamış ta çöpler her yere saçılmış gibi görünüyor.

Tekrar yola çıktığımızda Paşadere Kemeri'nden geçtik.
Paşadere (Evvelbent Kemeri):
Bahçeköy-Kemerburgaz arasında ki kemer Kırkçeşme Su Tesisleri'nin önemli bir parçasıdır.
Kemer 1563-1564 yıllarında Mimar Sinan tarafından yapılmıştır.
Asıl adı Balıklızade olan kemer, hemen yakınında ki Paşa deresinin suyunu aldığı için Paşa ismi ile anılmaya başlamıştır.
Uzunluğu 102 metre olan kemerin 13 gözünün her birinin genişliği 5 metredir.
Kaynak: http://www.byzantiumistanbul.com/detay.asp?detayid=696



Yola çıkarken hedefimiz Bentler'de ki piknik yerlerini sonbaharda görmekti.
Yol boyunca sarı, kızıl, turuncu, kahverengi renge bürünmüş olan ağaçlar bize eşlik etti.
Yolculuğun bu kısmı çok huzur verici ve güzeldi.





Yukarıda dediğim gibi niyetimiz Bentler'de ki piknik yerlerine gitmekti ama son anda yolumuzun üzerinde ki Atatürk Arboretumu'nu (Canlı Ağaç Müzesi) görünce buraya girmeye karar verdik.
İyi ki de girmişiz, son dönemde beni bu kadar etkileyen bir yer görmemiştim.
Sonbaharın etkisi ile inanılmaz bir renk cümbüşü içinde ki ağaçların ve bitkilerin arasında harika saatler geçirdik.
Bol bol resim çektim, yazı dizisi olarak 3 bölüm halinde yayınladım.

Atatürk Arboretumu'na ait (Sonbahar) yazı ve resimlerimi görmek için, bakınız;





Bahçeköy'den çıkmadan evvel karşımıza bir su kemeri daha çıkıyor.
Bu kemerin ismi de Sultan Mahmut Kemeri'ymiş.
Bahçeköy Kemeri:
Sultan Mahmut Kemeri olarak bilinen kemer, Bahçeköy'den Büyükdere'ye doğru 1 km. mesafededir.
1.Mahmut zamanında 1731'de tamamlanmıştır.

Görüşmek üzere...

5 yorum:

  1. fotoğraf çekmek için çok güzel bir zaman ve dolayısıyla çok da güzel fotoğraflar olmuş. son baharı verdiği rengi ve son bahar güneşinin ışığını başka hiç bir mevsim vermiyor cidden. belgrad ormanı da bu renklerin yakalanabileceği en güzel yerlerden tabii bahsettiğiniz çöp sorunu çok ayrı bi konu. yayınlamayı düşünüdüğünüz arboretum'da böyle bir sorunun olmayacağını şimdiden söyleyeyim. ben de ekim ayında gitme fırsatı bulup bloguma eklemiştim fakat şu sıralar çok daha güzeldir eminim.

    YanıtlaSil
  2. Harika !!!
    Mevlam ne kadar da güzel yaratmis !! fotograflar bile yetiyo huzur vermeye.. eh sende çok güzel çekmissin canim ellerine saglik, çok da güzel anlatmissin... muhtesem görüntüler inan, içim açildi !!

    YanıtlaSil
  3. böylesine güzellikere nasıl kıyarlar anlamıyorum...
    yazık çok yazık...
    içime bir huzur dolmuştu ki resmlerinizde,çöpleri görünce cızz etti yüreğim...
    duyarsızlık diz boyu bazı kişilerde..
    çok hoş bir post olmuş yine ablacım...
    gönlünüze sağlık...
    sevgilerimle,ben seyre dewam ediyorum:)

    YanıtlaSil
  4. Maşallah görüntüler çok güzel, profesyonel dereye kadar gelmişsiniz tebrik ederim...ormanlık alanları çok güzel yakalamişsinız...

    Sizin Takipçinizim ARtık sizide arada bir Bloguma beklerim
    http://kendidefterim.blogspot.com/

    YanıtlaSil
  5. Muhterem Abla yine mükemmel fotoğraflar çekmişsin. Allah ne güzellikler yaratıyor. Zannederim senin bloğundaki yazıları okurken bu sözü söylemediğim post yok =)

    YanıtlaSil

Yorum yazmak için;
Google hesabınız yoksa "Anonim" bölümünü işaretleyerek
yorumunuzu yazabilirsiniz.