30 Nisan 2012 Pazartesi

İSTANBUL'DA ERGUVAN ZAMANI

Erguvan'ın zamanı geldi, ağaçlar en güzel hallerine büründü.
Yeşile bürünmüş doğaya biraz renk geldi.
Ben geçen hafta lale resmi çekmek için gittiğim Hidiv Kasrı Korusu ve Emirgân Korusunda Erguvan ağaçlarının da resmini çektim.
Lale mevsimi geçtiği için Lale resimlerini daha sonra yayınlayacağım ama Erguvanlar için henüz çok geç değil, süre dolmadan çok geç kalmadan en güzel erguvan ağaçlarının bulunduğu parklara ya da kısa bir Boğaz turuna çıkın.
Geçen yıl Erguvan resmi çekmek için kısa Boğaz turuna çıkmıştım, bakınız;




ERGUVAN;
Erguvan (Cercis siliquastrum), baklagiller (Fabaceae) familyasından, 10 metreye kadar boylanabilen, tek gövdeli, yaprak döken, çalı görünümünde bir ağaççıktır.
Yapraklar karşılıklı, basit, dairemsi 7-12 cm kadardır. Dip kısmı kalp şeklinde, ucu yuvarlak, kenarlar tamdır. Gençken kırmızımsı-mor daha sonra mavi-yeşile döner. Yüzeyi dalgalı düşmeden önce sarıdır. Çiçekler 1,5-2 cm uzunluğunda kırmızı-mor 3-6 tanesi birarada bulunur. Meyve legümen (fasulye biçiminde) olup, 7-10 cm uzunluğundadır. Diğer bir önemli özelliği de toprağa azot bağlamasıdır.
Erguvan meyveleri fasulye görünümünde, 9-10 cm. uzun, 2-5 cm. geniş, kızılsı kahve renginde, karın çizgisinde dar ve uzunca kanat bulunur. Tohumu boldur. Sonbaharda olgunlaşan meyve kış boyunca bitki üzerinde kalır. Nisan-Mayıs ayında açan çiçekleri hermafrodit olup yapraklanmadan önce açarlar. Uzun saplı olan çiçekler 3-8 çiçekli salkım kuruluşunda ve erguvan kırmızısı rengi ile çok dekoratiftir.
Işık ağacıdır. Kışın donlardan bazen etkilenir. Anavatanı Güney Avrupa ve Batı Asya'dır. Türkiye'de Ege ve Marmara Bölgesi'nde yayılış yapar. Tohum ve çelikle üretilir. Tohumlarda kabuk sertliğinden kaynaklanan çimlenme engeli vardır. Tohumlar 2-3 dakika sıcak su ve 24 saat ılık suda bırakıldıktan sonra ilkbaharda ekilir. Çelikle üretim Temmuz-Ağustos aylarında alınan yarı odunsu çeliklerle yapılır.
Erguvan, yapraklanmadan önce Nisan ayı sonuyla Mayıs ayı başında yalnızca birkaç haftalığına baharın müjdecisi kabul edilen morumsu pembe renkte çiçekler açar. Bazı Hıristiyan inanışlarına göre İsa'nın ihanet eden havarisi Yahuda kendini bu ağaca asmıştır. Efsaneye göre bu olaydan sonra önceleri beyaz olan erguvan çiçekleri utançtan ya da kandan kırmızıya dönmüştür. Yazın sap kısmından girintili yuvarlak yaprakları olur. Sonbaharda ise fasulye benzeri tohumlar bırakır.
Erguvan çiçeği havaların güzel gitmesi durumunda bazı sonbaharlarda da açar.

Erguvan'a Atfedilen Anlamlar ve Tarihteki Yeri;
Erguvan, İstanbul'u, özellikle de İstanbul boğazını bahar aylarında kendine has mor rengine büründürür. Bizans ve Hristiyanlığın önemli imgelerindendir. Erguvan moru Bizans hükümdarlarının kıyafetlerinde kullanılan bir renktir. Doğal yollarla üretilen en zor renk olduğu için, bir zenginlik ve güç belirtisiydi; imparator dışında hiç kimse mor pelerin takamazdı.
Erguvan, yüzyıllar boyu Bursa şehrinin de simgesi olmuştur. Osmanlı Sultanı Yıldırım Bayezit'in damadı Anadolu erenlerinden Emir Sultan'ın her yıl erguvan açma mevsiminde Bursa'da müritleriyle buluşması nedeniyle 14. yüzyıldan itibaren düzenlemeye başlanan erguvan şenlikleri, şehrin ekonomisine olumlu etkilerinden dolayı 19. yüzyıla kadar gelenek olarak sürdürülmüştür; günümüzde bu şenlikleri yeniden canlandırma çabası vardır.
*Bilgiler Vikipedia’dan alınmıştır.

Saffet Emre Tonguç'un "Boğaziçi'nin En Güzel Erguvan Gözlemi Noktaları" yazısını okumak için, tıklayın.























Bundan sonra ki resimleri Hidiv Kasrı'nın da içinde olduğu Çubuklu Korusu'nda çektim.



Hidiv Kasrı'na gittiğim günler Lale zamanıydı, o günün resimlerini buradan görebilirsiniz.








Bugünler de hep Erguvan zamanı olduğundan bahsediyoruz ama Mor Salkım'ların da en güzel mevsimindeyiz.
Rengi yüzünden Leylak'la karıştırılsa da Mor Salkım bambaşka bir sarmaşık cinsidir.
Şimdi pek çok yerde harika rengi ve üzüm gibi salkım hali ile herkesin dikkatini çeken Mor Salkım resimlerini de paylaşmak istiyorum.




Erguvanlarla ilgili yazıyı videosuz bırakmak istemedim, iyi seyirler;


İstanbul'da Erguvan Zamanı 2012 ile muhteremlegeziye

8 yorum:

  1. içim açıldı :) ne güzel fotolar bunlar :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Çiğdem,
      Güzel sözlerin için teşekkür ederim.
      Bundan sonra ki yazı konum zamanı geçse de laleler olacak,yine beklerim.

      Sil
  2. Yine birbirinden güzel fotoğraflar çekmişsin Muhterem Abla. Hidiv Kasrı'nı çok merak ediyorum ancak zamana sığmaz diye bu yılki gezi programıma alamamıştım =) Bir de Beylerbeyi Sarayı. Yazını merakla bekliyorum inş. Sevgilerimle.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Aslıhan,
      Hidiv Kasrı'na lale zamanı gittiğimiz için müthiş kalabalıktı.
      Kalabalıktan bahçesinde yemek yemek için yer bulamadık.
      Fakat içinde bulunduğu Çubuklu Korusundan ve Kasrın bahçesinde bol bol resim çektim.
      İnşallah en kısa zamanda yayınlayacağım.
      Beylerbeyi Sarayı'nı bende çok merak ediyorum, henüz gidip görmek kısmet olmadı.

      Sil
  3. yokk böyle bir güzellik...!!
    yüce yaradan nasıl da donatmış dört bir yanı ...
    emeğine sağlık ablacım..
    muhabbetle..

    YanıtlaSil
  4. ablacımm,bir sakıncası yoksa fotoğrak makinan hangi model?
    sorsam olur mu??
    :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Ayşegül,
      Elbette bir sakıncası yok, gezi resimlerimi Fuji Film Finepix s1500 ile çekiyorum.
      Fuji Film ile kapalı mekanda istediğim sonucu alamadığım için yemek resimlerimi Sony DSC S600 ile çekiyorum.
      Resimler gerçek boyutunda daha net ve güzeller fakat blogumun resim kapasitesini aşmamak için mecburen boyutunu küçültüyorum, bu da resimlerin kalitesini biraz düşürüyor.

      Sil
  5. http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/20764394.asp?yazarid=4 bugünkü Doğan Hızlan yazısını okuduktan sonra erguvanlara bakasım geldi..Çok güzel fotoğraflar..

    YanıtlaSil

Yorum yazmak için;
Google hesabınız yoksa "Anonim" bölümünü işaretleyerek
yorumunuzu yazabilirsiniz.