Bu resmi çekerken aklımda tek bir soru vardı "acaba Gülhane parkının yönetici ve çalışanlarının çoğu Galatasaray'lı mı?"
Her yerde aslan heykelleri ve uçsuz bucaksız sarı kırmızı lale kombinasyonları vardı :)
Gülhane Parkı Sarnıcı;
Bizans İmparatorluğu döneminde sarnıçlar Bizans’ın su
depolarıydı.
Bizans bu depolardan birini de şuan Gülhane Parkı olarak
kullanılan alana yapmıştı.
Bizans bu sarnıcı muhtemelen burada bulunan sarayın su
ihtiyacının bir kısmının karşılanması için kullanıyordu.
Sarnıcın yapım tarihi tam olarak belli değil ama 400′lü
yıllarda yapıldığı sanılıyor.
Bu da yaklaşık sarnıcın 1600 yaşında olduğu anlamına
geliyor.
Sarnıç, dikdörtgen bir plana ve 18×12 m ölçülerine sahip.
Gülhane parkında hayvanat bahçesi olduğu dönemlerde akvaryum olarak kullanılan sarnıç, birkaç yıl önce de lale mevsiminde çiçek satış noktası olarak hizmet verdi.
Birkaç yıldır hiçbir faaliyette kullanılmadığı için şimdilik kapalı.
Üstünde de korkuluklarla çevrelenmiş, görünümü küçük bir deniz fenerine benzeyen bir havalandırma var.
Sarnıcın hemen yanı başında ise 1911 tarihli zarif bir
Osmanlı çeşmesi var.
Bu çeşme, süslü bir ayna taşından ibarettir.
Üstünde Mehmed V’in tuğrası ve şu kitabe bulunmaktadır.
“ Âb-i hayatın aynı olan işbu çeşmenin”
“ A’sar geçdi varmadı kimse farkına”
“ Buldu Emanet eyledi ihyâ müceddeden”
“ Virdi hayat doğrusu Gülhane Parkına”
(1329)
Kaynak
Topkapı Sarayı'na ait köşklerin bir kısmını Gülhane parkından görebilirsiniz.
3. Bölümde görüşmek üzere....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yazmak için;
Google hesabınız yoksa "Anonim" bölümünü işaretleyerek
yorumunuzu yazabilirsiniz.