Geçen hafta kızımla kısa bir Sultanahmet ve Gülhane parkı gezisi yaptık.
Bizim asıl amacımız Gülhane parkında ki çay bahçesine gitmekti ama biraz dolaşırız diye düşünerek tramvaydan Sultanahmet durağında indik.
Yürüyerek Sultanahmet'i, Ayasofya'yı, Yerebatan Sarnıcı'nı, Zeynep Sultan Camii'ni geçerek Gülhane parkına girdik.
Parkta henüz laleler açmamıştı ama eminim bu güneşli havalar sayesinde bugünlerde çoğu açmıştır.
Parkı yürüyerek geçtikten sonra Sarayburnu kısmında yer alan Setüstü çay bahçesine gittik.
Çay bahçesinden, özellikle Boğaziçi'nden çektiğim resimleri bir sonra ki bölümde yayınlayacağım.
Ayasofya Camii Müzesi
O gün ilköğretim okulu öğrencilerinden oluşan kalabalık bir gezi grubu vardı.
Ayasofya ve Yerebatan Sarnıcı'nın önü öğrenciden geçilmiyordu.
Zeynep Sultan Camii
Sonunda Gülhane parkına giriş yaptık.
Bahar mevsiminde olduğumuz için çiçekler yavaş yavaş açmaya başlamışlar.
Bu arada Emirgan'da ki lalelerden ve üzüm sümbülü çiçeğinden hazırlanan lale deresini bilir misiniz?
Emirgan'da ki lale deresinin bir benzerini Gülhane parkında da oluşturmuşlar.
Muskari-Üzüm Sümbülü Çiçeği
Gülhane parkında ki bu yapının aslında bir su sarnıcı olduğunu biliyor musunuz?
Sarayın su ihtiyacını karşılayan sarnıç, benim çocukluğumda Gülhane parkında hayvanat bahçesi varken akvaryumların ve su canlılarının olduğu, hayvanat bahçesine ait bir bölümdü.
Şimdi ziyarete kapalı olarak boş duruyor.
Bu yıl bir değişiklik yapılarak parkın bir kaç yerine kaftan şeklinde aksesuarlar yerleştirilmiş.
İsterseniz arkasına geçip kafanızı ve kollarınızı yerleştirerek resim çektirebiliyorsunuz.
Baharın ilk habercilerinden olan papatyalar her yerde açmış.
Biliyorsunuz Gülhane parkı aslında Topkapı Sarayı'nın gül bahçesidir.
Ağaçlar henüz yapraklanmadığı için parktan saraya ait yapılar görünüyor.
Geçen hafta laleler henüz tam olarak açmamıştı.
Topkapı sarayının en nadide ve zarif köşklerinden Bağdat Köşkü.
Osmanlı zamanında yapılan önemli gösterilerin anısına Gülhane'ye birçok nişantaşı dikilmiş.
Üst resimdeki taş, bu nişan taşlarından birisi de olabilir, Bizans döneminden kalma Aziz Pavlus Yetimhanesi'nin kalıntıları da olabilir.
Gülhane parkının Sarayburnu kapısına geldik, hedefimiz üst tarafta ki set üstü çay bahçesi.
Çay bahçesi ve manzarası ile ilgili bol resimli yazı da görüşmek üzere...
O tarafları çok seviyorum.Siz de güzel bir gezi yapmışsınız, paylaşım için teşekkürler...
YanıtlaSilSağol Gamze, güzel yorumun için asıl ben teşekkür ederim.
SilÇocukluğumdan beri gittiğim yerler, o akvaryum olan su sarnıcını çok severdik, içinde kaplumbağaların olduğu bir havuz vardı, kardeşimle bozuk para atmıştık o havuza. Şimdi bir güneydoğu ilinde öğretmenim, evimden, semtimden, çocukluğumdan ayrı.. O kadar iyi geldi ki geçen yaz ailemle dolaşıp fotoğraflar çektirdiğimiz o güzel parkın yeni halini görmek. Hasret giderdim, içim ferahladı. Elinize sağlık.
YanıtlaSilBenimde çocukluğum da en sık gittiğim yer Gülhane parkıydı.
SilBabam Almanya'dan izine gelince mutlaka bizi Gülhane parkına pikniğe götürürdü.
Akvaryumların bulunduğu sarnıcı, hayvanat bahçesini mutlaka ziyaret ederdik.
Şimdi kızımla Gülhane'ye giderek hasret gideriyorum.
Uzakta olanlar için resimlerim bir nebze olsun işe yarıyorsa çok mutlu olurum.
Güzel yorumunuz için teşekkür ederim.
Çok güzel bir gezi yazısı olmuş.
YanıtlaSilBende her yıl muhakkak giderim fakat lale zamanı hiç gitmedim merak ediyorum :)
Sizi takibe aldım, bende bloguma beklerim ..
http://yagmur-serhats.blogspot.com.tr/
Teşekkür ederim Yağmur,
SilBende senin blogunu takibe aldım :)
Merhabalar. Acaba akvaryum hangi yıllar arasında aktifti bilgisi olan var mı?
YanıtlaSil