3 Şubat 2020 Pazartesi

YILDIZ HAMİDİYE CAMİİ

Muhterem'le Geziye
Yıldız'a ait yazı dizimize devam ediyorum.
Daha önce Yıldız Parkı Korusuna ve Yıldız Saat Kulesinine ait resimleri yayınladım.
Bugünkü konumuz Yıldız Hamidiye Camii.
Camiye ait resimleri 2 bölüm halinde yayınlayacağım.
1. Bölümde caminin dış mekan resimlerini, 2. Bölümde ise insanı hayran bırakan, muhteşem tezyinatı olan iç mekan resimlerini yayınlayacağım.
Daha sonra uzun zamandır resimlerini düzenleme fırsatı bulamadığım için yayınlanmayı bekleyen resimlere yer vereceğim.
Bunlar;
Bugünlerde restorasyonda olduğu için kapalı olan 2013 yılında ziyaret ettiğim Yıldız Sarayı'na ait resimler, peşinden de yine restorasyonda olan 2009 yılında ziyaret ettiğim Yıldız Şale Köşküne ait resimler olacak.
Eskiden bazı saray ve köşklerde fotoğraf çekilmesine izin veriliyordu.
Bu sayede sarayın ve köşkün içinde resim çekebilmiştim.
Yıldız Şale'de fotoğraf çekimi izni için ayrıca bir ücret ödemiştim.
Ne yazık ki şimdi pek çok saray, kasr ve köşkün içinde, fotoğraf çekimi yasak 😕


Yıldız camii nerede?
Konumuza geri dönersek;
Yıldız Hamidiye Camii, Yıldız Sarayının bulunduğu alanda yer alıyor.
Yıldız Sarayı ve camiye gitmek için Beşiktaş'tan Barbaros Bulvarına dönüyorsunuz.
Yokuşu biraz geçtikten sonra sağ tarafta yol kenarında Yıldız Sarayı Müzesi ve Yıldız Teknik Üniversitesi yazan tabelaların olduğu yere sapıyorsunuz.
Biraz ileride sağ tarafta cami ve saat kulesi, yolun sonunda ise Yıldız Sarayı var.
Dikkat;
Yıldız Sarayı bugünlerde restorasyonda olduğu için kapalı, içeri giriş yok!!!

Yıldız Hamidiye Camii, diğer selatin camilerin haşmetine bakarak daha küçük ama çok zarif bir camidir.
YILDIZ HAMİDİYE CAMİİ;
Bânisi Sultan II. Abdülhamid’den dolayı Hamidiye Camii olarak adlandırılsa da daha çok Yıldız Camii diye bilinir. II. Abdülhamid 1876’da tahta çıktığında kısa bir süre Dolmabahçe Sarayı’nda kalır ve ardından Yıldız Sarayı’na yerleşir. 
Ağabeyi V. Murad’ın tekrar tahta geçirileceği endişesiyle, saraydan uzaklaşmamak için cuma selâmlığında kullanılmak üzere Yıldız Sarayı’nın Koltuk Kapısı’nın girişi önündeki yüksek set üzerine yeni bir cami yapılmasını ister. 
1881-1885 yıllarında inşa edilen, bina nâzırlığını Başmâbeyinci Osman Bey’in yürüttüğü yapının mimarı olarak bazı yayınlarda Sarkis Balyan ismi kaydedilse de bu doğru değildir. 
Caminin mimarı, Dolmabahçe Sarayı Arşivi’nde yer alan belgeye göre (Evrak nr. II/989) Ebniye-i Seniyye İdaresi’nde otuz yılı aşkın bir süre çalışan Nikolaidis Jelpuylo adlı bir Rum’dur. 
Osmanlı kaynaklarında Nikolaki Kalfa adıyla geçen Nikolaidis, kendisine görev verildiğinde kısa bir süre içinde hazırladığı plan ve resimlerle birlikte caminin maketini Sultan II. Abdülhamid’e sunar. Sultanın onayından sonra 28 Muharrem 1299 (20 Aralık 1881) tarihinde caminin temeli törenle atılır.
Ortaköy'de bulunan Büyük Mecidiye Camii tipindedir.
Yapının temelleri sağlam zemine kadar kazılmış ve 130 cm. kalınlığında temel duvarları inşa edilmiştir. Harim bölümünün zeminden saçağa kadar 100 cm. kalınlığındaki gövde duvarları kuzey ve güneyde üç, doğu ve batıda yedi ajur şebekeli olarak tasarlanmış, neo-gotik üslûpta dikdörtgen pencerelerle hareketlendirilmiştir. 
Dikdörtgen plân üzerine, kesme taştan kubbeli olarak yapılmış olan caminin kuzeyden üç giriş kapısı vardır. Ortada camiye girilen taç kapı, diğer ikisi de sağında ve solundaki mahfillere merdivenlerden çıkılarak girilen kapılardır. 
Caminin kuzey cephesinden ana giriş kapısının solunda hünkâr mahfili, sağında ise sefirler veya şehzadeler mahfili vardır.

Her iki mahfile çıkışlar on beşer basamaklı düz merdivenlerle olmaktadır.
Nisa suresinin 103. ayeti
Caminin esas bölümüne ise avludan son cemaat yeri konumundaki ara mekân olan girişle, avludan cephenin tam ortasında bir zafer takı görünümünde kubbe eteklerine kadar yüksekliği ve biraz ileri doğru çıkmış olan taç kapıdan girilir. 
Bu kapı saray kapılarının mutantan görüntüsü ile bir ihtişam sergiler. 
Kapının en üst noktasında taç altında Nisa suresinin 103. ayeti;
İnnes salâte kânet alel mu’minîne kitâben mevkûtâ(mevkûten)
Türkçe meali: 
"Namazı kıldınız mı? Gerek ayakta gerek otururken ve gerek yan yatarak hep Allah’ı anın. Güvene kavuştunuz mu? Namazı tam olarak kılın. Çünkü namaz müminlere vakitlere bağlı olarak farz kılınmıştır" yazıyor.
Ayetin altında 1885 tarihi ve Sultan II. Abdülhamid’in tuğrası var. 

Yapının Yıldız albümlerindeki fotoğraflarına göre binanın cephesi bugün geniş oranda değişmiş, ana girişle yan kanatların büyük ve geniş camekânlı sundurmaları sonraki onarımlarda kaldırılıp düz merdivenlere dönüştürülmüştür.
Caminin cümle kapısının yanındaki pencereler süslü ve demir kafeslidir. 
Pencerelerin üzerinde yatay dikdörtgen bantlar dolaşır.
Cephe kornişlerine üç sıra mukarnasla zengin bir görünüm verilmiştir. 
Bütün pencere söveleriyle saçaklar beyaz Triyeste taşından yapılmıştır. 
Yanlarda bulunan ve harim bölümünden alçak tutulan iki kitlesel kanat, caminin ön cephesine hâkimdir.

Belirli bir mimari üslubu olmayan cami, Osmanlı Camii mimari geleneğinde benzeri olmayan bir yapıdır. Neogotik, Yunan ve Roma Mimari ağırlıklı bir eserdir. 
Barok, ampir, rokoko üsluplarının harmanlandığı eklektik stilin son örneğidir. 

kıble duvarı
Caminin Kıble cephesi
Caminin girişinde yer alan, anıtsal taç kapı biçiminde tasarlanmış öne doğru çıkıntılı yüksek tepelik mihrap cephesinde de tekrarlanmıştır. 

Yıldız Hamidiye Camii, etrafı demir parmaklıklarla çevrili takriben on dönümlük bir arazi üzerinde 1440 metre karelik bir alana inşa edilmiştir. 
Bu geniş sahaya giriş için üç ayrı yerden üç kapısı vardır. 
Kapılardan birisi bu yolun üzerinde, cami lojmanının olduğu bölümde yer alıyor.

Bu kapılardan en büyüğü, kuzeyden cami avlusuna girilen kapıdır ve yıldız üniversitesi girişinin tam karşısında bulunmaktadır. Saray girişlerini andıran bu kapıdan zemini kesme taşla kaplı geniş bir avluya girilir. 
Yıldız Üniversitesi tarafından, avluya girilen demir kapının hemen yanı başında sağda yer alan dört cepheli saat kulesinin saati, Sultan II. Abdülhamit'in 25. saltanat yılı kutlamaları için özel olarak sipariş edilmiştir.
Saat Kulesi ile ilgili hazırladığım yazı 👉BURADA

Sultan II.Abdulhamid
Camiyi diğer camilerden ayıran bir kaç özelliği var, mesela;
Yıldız Hamidiye Camii hem mimarisinde türünün son örneği, hem de Osmanlı selatin camilerinin sonuncusudur. 
Üslup yönünden tam bir melez yapı olan bu camiden sonra yapılan bir başka selâtin cami yoktur.
Ayrıca bir suikaste sahne olmuştur.
Ermeni komitacılar 21 Temmuz 1905’teki Cuma selâmlığında II. Abdülhamid’e karşı Yıldız Camiinde bombalı suikast düzenlemiştir. Cami çıkışında II. Abdülhamid’in, Şeyhülislâm Hâlidefendizâde Cemâleddin Efendi ile ayak üstü, beklenenden biraz fazla sohbet etmesi padişahı suikasttan kurtarmıştır.
Patlamada tören alanında bulunan 26 kişi hayatını kaybederken, 58 kişi yaralanmıştır. 

Selâtin camilerinin genelinde görülen çift minare uygulaması Yıldız Camii’nde teke indirilmiştir. Caminin batı kanadı içinden yükselen zarif minare, mukarnas dolgu ile geçişi sağlanan tek şerefeye sahiptir.
Ayrıca yapının minare gövdesi tepeye kadar yivlidir.

Caminin mimarisinde son cemaat yeri bulunmadığı için mahfillere geçişi sağlayan bir ara mekânı bulunuyor, burası iki bölümden ibarettir. 
Birinci bölüm daha küçük üstü ahşap örtülü ve yapıya sonradan ilave edilmiştir. 

Buradan ikinci ve daha geniş bölüme, çift kanatlı üç kapı ile girilir. 
Bu bölümün sağ ve sol tarafından açılan kapılarla cami görevlilerinin lojmanlarına ve oradan da mahfillere geçiş vardır. 
Bu bölümün tavan ile duvarları gülkurusu zemin üzerine motiflerle süslenmiştir.

Zümer suresinin 73. ayeti
Camide birçok yerde olduğu gibi harim kapısının üzerinde de II. Abdülhamid’in tuğrası var. 
Kapının üzerinde mermere Zümer suresi 73. ayetinin bir kısmı “Selâmun aleykum tibtum fedḣulûhâ ḣâlidîn" yazılmış.
Türkçe meali: 
"Size selam olsun, tertemiz oldunuz, haydi ebedi kalmak üzere buraya (cennete) girin"
Kapının sağında ve solunda harime bakan dikdörtgen şeklinde ahşap etrafı mermer söveli iki pencere bulunur.
Pencerelerdeki beyaz boyalı demir korkulukların her motifinin içindeki yıldızlar bulunmaktadır. 

Harim kapısından içeriye girdim.
Harim kapısı mermer söveli çift kanatlı, taçlı gül ağacından yapılmış ahşap bir kapı.
İç mekandan resimler çektim ama öğle namazı için cemaat gelmeye başladığı için buradan çıkıp, üst katta bulunan hanımlar bölümüne çıktım.
Bu kısımda çektiğim resimleri 2. bölümde yayınlayacağım.

Caminin harim kısmından çıktıktan sonra yan tarafta yer alan kapıdan üst kata çıkılarak hanımların namaz kılması için ayrılan yere çıkılıyor.
Bu gördüğünüz ilk merdivenler, bunları çıktığınız zaman;

Bu kapıların olduğu kata geliyorsunuz.
Caminin sağında elçiler için, tavanı 18 ayar altından yapılmış süslü Süfera odası, soldaysa tavanı yağlı boya tablolu ve çok süslü olan Hünkar mahfili bulunuyormuş. 
Burası caminin sağ tarafı olduğu için büyük ihtimalle bu kapı Süfera odasına açılıyor.
Kapılar kapalı olduğu için ne yazık ki içeriyi göremedim.

1. Kattan bahçe manzarası

Hanımların namaz kılması için ayrılan bölüme son olarak bu merdivenleri çıkarak ulaşıyoruz.

Devamı ve caminin iç mekan resimleri bundan sonraki bölümde devam edecek.
Bu yazıda faydalanılan kaynaklar;

https://islamansiklopedisi.org.tr/yildiz-camii

http://www.tas-istanbul.com/portfolio-view/besiktas-hamidiye-camii/

https://tr.wikipedia.org/wiki/Y%C4%B1ld%C4%B1z_Hamidiye_Camii

2. Bölümde görüşmek üzere...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yazmak için;
Google hesabınız yoksa "Anonim" bölümünü işaretleyerek
yorumunuzu yazabilirsiniz.