24 Şubat 2020 Pazartesi

YILDIZ SARAYI

Muhterem'le Geziye
Yıldız Parkı, Yıldız Saat Kulesi, Yıldız Hamidiye Camii derken, sıra geldi Yıldız Sarayına.
Tarih; Temmuz 2013
Kızım, Yıldız Üniversitesinde D.G.S sınavına girecekti, eşimle birlikte kızımızı üniversiteye bıraktık.
Bizde o çıkıncaya kadar kendimizi oyalayacak bir şeyler aradık.
Ben önce arabada oturup kitap okumaya başladım, eşim çevrede yürüyüşe çıktı.
Bir müddet sonra eşim geldi "Yıldız Sarayının hemen üst tarafta olduğunu, gitmek isteyip istemeyeceğimi" sordu.
Anında benim gözlerimden yıldızlar çıkmış olmalı 😄😄😄
Benim aklıma orada Yıldız Sarayı olduğu hiç gelmemişti "tabii ki isterim" dedim.
Neyse ki fotoğraf makinem olmadan dışarı çıkmadığım için makinem yanımdaydı.
Eşim, sınavın erken bitme ihtimalini düşünerek arabanın yanında kaldı.
Ben hemen biraz üst tarafta bulunan Yıldız Sarayına doğru yola koyuldum.
Bizimkileri fazla bekletmemek için biraz koşturmacalı da olsa çok güzel bir gezi oldu.
Yıldız Sarayı yapıları farklı kurumlara tahsis edildiği için bazı binalara girilmiyor.
Bir kısmı da restorasyonda olduğu için giriş yoktu.
Vaktim olmadığı için bahçeye çok fazla vakit ayıramadım ama yine de girip geze bildiklerim ile çok güzel bir gezi oldu.
Bu gezi 2013 yılında oldu ama ne yazık ki ben resimleri düzenleyip, yazılarını yazmaya bir türlü fırsat bulamadım.
Sizi bugünden itibaren 5-6 bölümlük Yıldız Sarayı gezisi bekliyor😊
Güncelleme!!!
Yıldız Sarayına ait yazı dizisini bitirdim, diğer bölümlere aşağıda ki linklerden ulaşabilirsiniz.











yıldız sarayı nerede?
Yıldız Sarayı ve Yıldız Hamidiye Camiine gitmek için Beşiktaş'tan Barbaros Bulvarına dönüyorsunuz.
Yokuşu biraz geçtikten sonra sağ tarafta yol kenarında Yıldız Sarayı Müzesi ve Yıldız Teknik Üniversitesi yazan tabelaların olduğu yere sapıyorsunuz.
Biraz ileride sağ tarafta cami ve saat kulesi, yolun sonunda ise Yıldız Sarayı var.
Dikkat;
Yıldız Sarayı bugünlerde restorasyonda olduğu için kapalı, içeri giriş yok!!!

Burası giriş kapısından önce saraya giden yolun üzerinden görünen Büyük Mabeyn Köşkü ve Set  Köşkü.
Set Köşkü (Seyir Köşkü): 
Yıldız Hamidiye Camii’nin sağ çaprazında Koltuk Kapısı’nın yanındaki set üzerindeki Büyük Mabeyn Dairesi’nin arka cephesine bitişik olan köşktür. 
1889 tarihinde Sultan II. Abdülhamid tarafından Sarkis Balyan’a yaptırılan tek katlı bina, Alman İmparatoru II. Wilhelm’in Cuma selamlık törenini izlemesi için yaptırılmıştır. 
İmparatorun ziyaretinden sonra da bina yabancı elçi ve önemli konukların Cuma selamlık törenini izlemeleri için kullanılmaya devam edilmiştir. 
Köşkün tavanı kalem işleriyle süslü olup, Büyük Mabeyn Dairesi’yle camekânlı bir koridorla bağlantı sağlanmıştır.

Saltanat kapısı
Yıldız Sarayı Kapıları;
Yıldız Sarayı, resmi ve özel bölümlerine giriş için beş kapı düzenlenmiştir. 
Koltuk Kapısı, saraya ulaşan yolun solundaki ilk kapıdır. 
Yıldız Hamidiye Camii’nin önünden geçince solda elçilerin ve önemli konukların Cuma selamlığını izlemeleri için tahsis edilen setin altında kalan birinci kapıdır. Paşalar, bakanlar, saray memurları, hizmetliler ve önemli yabancı elçiler saraya girmek için bu kapıyı kullanırdı.
Saltanat Kapısı, saraya ulaşan yolun solunda ikinci kapısı yalnızca sultanın kullanımına ait kapıdır. Valide Kapısı, saraya ulaşan yolun eksenindeki kapı, harem halkı ile yabancı temsilciler ve yüksek görevlilerin kullandığı kapıdır. 
Harem İç Kapısı, Büyük Mâbeyn Bahçesinin kuzey doğusundaki, hareme ve harem personeline ait kapıdır.
Mecidiye Kapısı, Ortaköy yolu üzerinde soldadır, dış bahçe girişindedir.

Sarayın avlusuna girmek için bu kapıyı kullandım.
Bu kapının adı Saltanat Kapısı mı? yoksa Valide Kapısı mı? emin olamadım.
Kapının yanında bilet gişesi vardı.
O günün (2013) sarayı ziyaret ücreti sadece 8 Liraydı!
Diğer saraylara göre ortalık oldukça sakindi.
Topkapı Sarayı ve Dolmabahçe Sarayında ki kalabalıklara alışık olduğum için Yıldız Sarayının bu sakin haline şaşırdım.

Sarayın iç bahçesinde, Yaveran Köşkünün önünde Yıldız Sarayının yapılarını gösteren bir kroki bulunuyor.
Yıldız Sarayının yapıları farklı kurumlara ait, bunlar krokide farklı renklerle belirtilmiş.
Koyu Pembe: Kültür ve Turizm Bakanlığına Ait Binalar
Yeşil: Yıldız Teknik Üniversitesine Tahsisli Binalar
Sarı: Milli Saraylar ve T.B.M.M Tahsisli Binalar
Açık Pembe;  IRCICA (İslam Tarihi Kültür Araştırma Merkezi) tahsis edilmiş binalar.
Mor: İ.B.B. Şehir Müzesi
Lacivert: Hamidiye Camii

YILDIZ SARAYI;
II. Abdülhamid’in Tanzimat ve I. Meşrutiyet Dönemlerinin simgesel yapısı olarak görülen Dolmabahçe Sarayından ayrıldıktan sonra yönetim merkezi olarak seçtiği ve otuz üç yılını geçirdiği Yıldız Sarayının, imparatorluğun içinden geçtiği zorlu süreçte oldukça anlamlı bir yeri vardır. Dolmabahçe Sarayını hem babası Sultan Abdülmecid ve amcası Sultan Abdülaziz’in yaşadıkları dramatik olaylardan ötürü hem de denizden ve karadan kuşatılması kolay olduğu için terk eden II. Abdülhamid, tahta çıkmasının üzerinden geçen yedi aylık sürenin sonunda buraya taşınmış, Yıldız Kasırları bu dönemden sonra “Yıldız Saray-ı Hümâyûnu” olarak anılmaya başlanmıştır.

Yıldız Sarayı fonksiyonlarına göre ayrılmıştır. Birinci avluda, hizmet ve yönetim yapıları bulunmaktadır. Yıldız Sarayı sitesindeki en büyük bina, sultan Abdülaziz Han’ın emriyle dinlenme köşkü olarak inşâ edilen Büyük Mâbeyn’dir. 
Büyük târihî olaylara sahne olan Büyük Mâbeyn’de elçilerin yanı sıra Avusturya-Macaristan veliahdı arşidük Rudolf, Almanya imparatoru Wilhelm misafir edilmiştir. 
II. Abdülhamid'in yabancı elçileri ve diplomatları kabul ettiği, Rus ve Yunan harplerini saraydan çıkmadan yönettiği, karargah olarak kullandığı Çit Kasrı da bu bölümdedir. 
Yaveran Dairesi gibi sarayın idari birimleri ve kabul odaları da bu bölümdedir. 
Marangozhane, eczane olarak kullanılan Güvercinlik Köşkü, Silahhane Köşkü, Müzehane, Kütüphane, Böcek Müzesi ve Güzel Sanatlar Galerisi de birinci avludadır. 
Birinci avluda yer alan yapılardan, Sultan Abdülhamid'in özel zevklerinin ve hobilerinin de mekâna yansıdığı gözlemlenmektedir. 
Sultan Abdülhamid'in, Osmanlı Devletinin tarihi ve askeri gücünü temsil eden nesneleri de Yıldız Sarayı'na getirtmesi, Sultan Abdülhamid'in siyasi ve askeri gücünü simgesel olarak da meşrulaştırması olarak söylenebilir. 
İkinci avluda, harem ve sultan daireleri bulunmaktadır. 
İki katlı kagir yapı olan Küçük Mâbeyn'de,  Sultan Abdülhamid'in çalışma, yemek, istirahat, kabul ve yatak odaları bulunmaktadır.

Osmanlı Devleti 34. Padişahı Sultan II.Abdülhamid tarafından genişletilerek devletin merkezi olarak kullanılan Yıldız Saray-ı Hümayunu zamanın en gizemli yapısı olarak işlev gördü. 
Türk Osmanlı saray mimarisinin son örneği olan Yıldız Sarayı, Beşiktaş semtinin Yıldız tepesinde bulunuyor. 
Saray'ın bulunduğu arazi Kanuni (1520-1566) döneminden itibaren avlanma yeri olarak kullanılıyordu. Daha sonra ilk yapı Sultan I.Ahmed tarafından yapıldı ve sonraki padişahlar döneminde de eklemeler yapılarak genişletildi. 
En radikal değişimi ise II. Abdülhamid zamanı görerek devletin yönetim merkezi halini aldı. Bu dönemde saray, padişahın özel yaşamına ait mekanlarla birlikte, resmi görevlilere tahsis edilen binaları, tamirhane, marangozhane gibi atölyeleri ve tiyatro, müze, kitaplık gibi kültür ve sanat yapılarını da kapsıyordu. Sultan Vahideddin’den sonra bir süre boş kalan saray binaları, 1924 yılında Erkan-ı Harbiye Mektebi’ne tahsis edildi. 
1946 yılında Harp Akademileri’ne bırakılan saray, 1978 yılında Kültür Bakanlığına devredildi, “Yıldız Sarayı Müzesi Müdürlüğü” adıyla 1993 yılından itibaren müzeleştirilmeye başlanarak 8 Nisan 1994 yılında müze olarak açıldı.

Yıldız sarayı köşkleri
Büyük Mabeyn Köşkü: 
Sarayın en ihtişamlı köşküdür. Abdülaziz Han tarafindan 1865-1866 yılları arasında Balyan Ailesi’ne, tepenin en yüksek noktasına yaptırılmıştır. 
Köşkün dış cephesi, yivli ve kompozit başlıklar, sütunlar, konsollu ve dilimli arşitravlarla bezenmiştir. Yapının birbirine dik aksları üzerinde yer alan mekanların pencereleri yarım daire kemerli, buna dört köşede bağlanan oda ve salonların pencereleri ise basık kemerlidir. 
Basık kemerler, üzengilerinde birbirine bağlanarak, aks aralarında bütünlenen bir motif oluşturmaktadır.

Köşkün planı, İstanbul sahil saraylarında ve Dolmabahçe Sarayında daha önce kullanılmış ve anıtsal boyutlarda denenmiş merkezi sofalı ve eyvanlı bilinen klasik şemanın yalın bir veryantıdır. 
Birbirini dik kesen iki eksen üstünde simetrik bir kurguya sahip tasarımda, güney-kuzey doğrultusundaki uzun eksen üzerinde havuzlu divanhane, sofa ve merdiven holü, kısa eksen üzerinde ise eyvanlar ve onların açıldığı sofa bulunmaktadır. 
Yapı, alt kattaki havuzlu divanhanesi ve ikinci kata çıkan kristal tırabzanlı merdivenleriyle ünlüdür. Divanhane, geleneksel Osmanlı mimarisinde ama daha süslü, mermer sebilleri ve ince kolon çiftleriyle ayrılmış çıkmaları olan oryantalist bir tasarıma sahiptir.
Plevne Savaşı Komutanı Gazi Osman Paşa da bu binada Mabeyn Müşiri olarak görev yapmıştır. Padişah II. Abdülhamit döneminde (1876-1909) devletin yönetim binası olan köşk, gerek Osmanlı döneminde gerekse Cumhuriyet’in ilanından sonra önemli davet ve ziyafetler için kullanılmıştır.

Benim sarayı ziyaret ettiğim günlerde Büyük Mabeyn Köşkü restorasyondaydı, içeriye giriş yapılamıyordu.
Birde Yıldız Sarayı Büyük Mabeyn Köşkü,  yapılan düzenlemeler ile Türkiye Cumhuriyeti'nin Devlet kabul salonu olarak kullanılmaya başlandı.


Yıldız sarayı köşkleri
Büyük Mabeyn’in önündeki dikdörtgen biçimli formel bahçenin kuzeyini Çit Kasrı, doğusunu ise Yaveran Köşkü sınırlamaktadır.
Yaveran Köşkü;
Yâverlerin yanı sıra telgrafhane ve şifrehanenin bulunduğu “art nouveau” stilindeki yapı II. Abdülhamid’in baş mimarı Raimondo d’Aronco tarafından inşa edilmiştir. Bu çift kapılı yapı grubunun sol başında padişahın ve haremin güvenliğinden sorumlu tüfekçi başının nöbet odası vardır. Yine Vâlide Sultan Kapısından girince sağ taraftaki uzunlamasına bina tek bir bina gibi görünürse de silâhhâne, arabacılar ve arabalık gibi her biri ayrı bir fonksiyona sahip yapılar bütünüdür.

Yaveran köşkü ile ilgili diğer fotoğrafları bir sonraki bölümde yayınlayacağım.

Sultan II. Abdülhamid
Silahhane Binası;
Silâhhâne, içinde ahşap sütunlarla taşınan bir asma kat bulunan, madalyonlar içerisinde gemi resimleri ve silâh motifleriyle süslenmiş tonoz örtülü uzun bir yapıdır. 
Dışta sütunlar, korint başlıkları, korniş, silmelerle hareketlendirilen bir cephe teşkil eden ve II. Abdülhamid tarafından saray hizmetkârları için yemekhane olarak yaptırılan yığma tekniğindeki bina, sarayda daha önce mevcut silâhhânenin kütüphaneye çevrilmesinden sonra silahların depolanması için kullanılmaya başlanmıştır. 
Saray arabacılarının oturduğu Arabacılar Dairesi ile arabaların korunduğu arabalık binalarında süsleme yoktur ve bu bakımdan silâhhâne binasından farklılık göstermektedir.

Silahhane Köşkü Mimari Yapısı: 
Yüksek ve tek kat üzerine başlayan yapı, arazinin eğiminden dolayı güney yarısında iki katlıdır. Cephede, korentiyen sütun çiftlerinden oluşan dörtlü gruplar görülür. 
İnce ve yüksek kolonlarla üçe ayrılmış olan  dikdörtgen planlı iç mekan, ortada yüksek bir tonozla örtülmüştür.


Müzehane ve Marangozhane olarak kullanılan bina, bu avluda Silahhane binalarının karşısında yer alıyor.

Müze olarak düzenlenen bu binada, padişah II. Abdülhamid'in kullandığı eşyalar, ona hediye edilen eşyalar, o döneme ait eşyaların sergilendiği alan oluşturulmuş.
Yıldız Sarayı Müzesi:
8 Nisan 1994’te müze olarak ziyarete açılan bina, 90 metre uzunluğunda büyük bir galeriden oluşmaktadır. II. Abdülhamit dönemine (1876-1909) ait fotoğraflarda da binanın yine müze olarak kullanıldığı ve değerli objelerin bu mekanda sergilendiği görülmektedir. 
Müzede sergilenen eserler saraya aittir; bir bölümü Topkapı Sarayında korunmaktayken devralınmıştır. Eserler arasında II. Abdülhamit’in kişisel eşyaları ve marangoz aletleri, kendisine armağan edilen objeler ve dönemin Yıldız Porselen Fabrikası ürünleri yer almaktadır.
Bu bölümde çektiğim fotoğrafları ayrı bir bölüm olarak yayınlayacağım.

Müze bölümünün bir ucu Marangozhaneye açılıyor.
Padişah II. Abdülhamid'in marangozluk ekipmanları, yaptığı mobilyalar marangozhane bölümünde sergileniyor.
O bölüme ait fotoğrafları ayrıca yayınlayacağım.
Marangozhaneden sonra ise Küçük Mabeyn bölümüne geçiliyor.
Bu kısımları ayrı bir bölüm olarak yayınlayacağım.

Müzehane binasından çıkmadan önce aynı binada farklı bir kapıdan girilen İstanbul Büyük Şehir Belediyesi Şehir Müzesi bulunuyor.
Yıldız Sarayı Müzesi’nin yan tarafındaki İstanbul Belediyesi Şehir Müzesi’nde ise cam, porselen, gümüş eserler, İstanbul tabloları ve türünün ender örneklerinden bir 16. Yüzyıl kandili sergilenmektedir.
Şehir Müzesini gezdim ama içinde bunun dışında fotoğraf çekmedim.

Yıldız sarayı çeşmeleri
Tekrar binanın dışına avluya çıktım.
Müzehane binasının dış cephesinde "Hamidiye Çeşmesi" adında bir çeşme bulunuyor.

Güzel Sanatlar Galerisi olarak bilinen bu binanın içinde Şehir Müzesi bulunuyor.
Yıldız Sarayına ait fotoğraflarım devam edecek.
Sonraki bölümde bahçe ve diğer köşklere ait fotoğrafların yayınına devam edeceğim.

Bu yazıda faydalanılan kaynaklar;

https://www.millisaraylar.gov.tr/blog/ii-abdulhamidin-yonetim-ve-yasam-merkezi-olarak-yildiz-sarayi

https://www.degisti.com/index.php/archives/20638

https://www.beyaztarih.com/resimlerle-tarih/detay/hic-gitmeyenler-icin-yildiz-muzes

http://www.istanbultarih.com/abdulhamid-han-in-devleti-33-yil-yonettigi-merkez-yildiz-sarayi-77.html

http://www.istanbullite.com/istanbulevvelzaman/yildizsaraylari.html

2. Bölümde görüşmek üzere...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yazmak için;
Google hesabınız yoksa "Anonim" bölümünü işaretleyerek
yorumunuzu yazabilirsiniz.