Subaşı Han, yada bir diğer adı ile Şıracılar Çarşısı, Sivas'ın ana caddelerine çok yakın, merkezi bir konumda.
Tam karşısında Yeni (Mahkeme) Camii, çaprazında İhramcızade Kültür Merkezi (Çorapçı Han) var.
Yeni Camiyi bu yıl ziyaret etmek kısmet olmadı ama İhramcızade Kültür Merkezini ziyaret ettim, resimlerini bu bölümden sonra yayınlayacağım.
Subaşı Han'ına geçtiğimiz yıl gitmiştim, iç mekanından resimler çekmiştim ama yayınlamaya fırsatım olmamıştı.
Bu yıl da gidip, dış mekanından resimler çektim.
İç mekanda çektiklerim geçen yıldan, dolayısıyla dükkanların ürünlerinde ki fiyat etiketlerinde ki fiyatlarda geçen yılın fiyatları😊
SUBAŞI HAN (Şıracılar Çarşısı);
Sivas il merkezinde, Mahkeme Caddesi
üzerinde bulunan bu han Sivas Valisi Sinan Paşa tarafından yaptırılmıştır.
Yapım tarihi kesinlik kazanmamakla beraber, Sinan Paşa’nın 1525 yılında öldüğü
dikkate alınacak olursa, hanın XVI.yüzyılın ilk yarısında yapıldığı
sanılmaktadır.
Yapımından sonra çeşitli onarımlarla
orijinalliğinden kısmen uzaklaşan han kesme taştan iki katlı olarak
yapılmıştır. Alt kat yuvarlak kemerler halinde dışa açılmış ve buraya dükkânlar
yerleştirilmiştir.
İkinci katın sonraki yıllarda yapıldığı yapı malzemesi ve
her iki katın uyumsuzluğundan anlaşılmaktadır.
Günümüzde Şıracılar Çarşısı olarak
tanınmaktadır.
Buradaki dükkânların çoğu aktar dükkânıdır.
Üst katta ki dükkanlar ise genellikle
büro olarak kullanılmaktadır.Ayrıntılı Tanım;
Sivas merkezinde Mahkeme Çarşısı adı ile
bilinen cadde üzerindedir.
1525 yılında vefat eden Sivas valisi Sinan Paşa
vakfından olduğu Sivas Şeriye Sicil Defterindeki kayıtlarından anlaşılmaktadır.
Kitabesi yoktur. 25 x 40.50 m
boyutlarında dikdörtgen bir plan şemasına sahip, ortası açık avlulu, iki katlı,
ahşap Osmanlı dönemi hanıdır.
Subaşı Hanı, eski, kalın kesme taş
duvarları olan bir yapının üzerine sonradan yapılan ilavelerle ahşap
bölümlerden meydana getirilmiştir.
Subaşı Hanı’nı iki bölümde incelemek
daha doğru olacaktır.
Doğu yönünde mahalli tabirle Develik
olarak adlandırılan bölümü, diğer yanda ahşap ve kargir, iki katlı bölüm
bulunmaktadır.
Develik olarak adlandırılan bölümünün,
bazı kaynaklar; Güneydoğu Anadolu’daki bedesten tipine (Kaysariye denilen bu
tip bedestenler) benzerliği nedeniyle, Sinan Paşa Vakfiyesi’ndeki iki
bedestenden biri olarak kabul etmektedirler. Bu bölüm, XVI. Yüzyılda inşa
edilmiştir.
Dikdörtgen planlı mekân ortada tuğla örgülü yığma ayak ile üç
sahına ayrılmıştır.
Ayaklar ve duvarlarda meydana getirilen
çıkmalar birbirlerine kemerlerle bağlanmış; üst örtü çapraz tonozlarla
kapatılmıştır.
Tek katlı olan Develik kısmı üstten tepe
pencereleri ile aydınlatılmaktadır, dıştan düz dam şeklindedir.
Bugün bu bölüm restore edilerek lokanta
haline getirilmiştir.
İki katlı ahşap ve kargir bölüm ise yine
dikdörtgen planlı, açık avlulu, ortada şadırvan bulunan, güney yönü dışında üç
yönü revaklarla çevrili, revakların gerisinde dükkânların yer aldığı, üst katı
işyerleri olarak kullanılan bölümdür.
Bu bölüme güney ve batı yönündeki büyük
kapılardan girilmektedir.
Alt katta içte revakların gerisi, dışta
ise sadece dışa dönük dükkânlar sivri kemerli, beşik tonozlu, kargir olarak
inşa edilmiştir.
Üst kata ve develik bölümüne doğu yönündeki
merdivenlerle çıkılır ve inilir. Bu bölüm, XIX. yüzyılda inşa edilmiştir.
Yapılan Onarımlar;
1984 yılında Sivas Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nce, eski haline sadık kalınarak, bütünüyle yeniden onarılmıştır. 1987, 1996 ve 2007 yıllarında yeniden onarılmıştır. 2007 yılında yapılan onarımda kapı, pencere doğramalarının tamamı, elektrik ve sıhhi tesisatı yenilenmiş, ısıtma sisteminde doğalgaz dönüşümü yaptırılmıştır. Ayrıca hanın güvenliği için kapalı devre kamera sistemi kurulmuştur.
(Denizli, Hikmet, Sivas Tarihi ve
Anıtları, Sivas 1998, s. 140.)
Bu yazıda faydalanılan kaynaklar;
Tam karşıda Yeni (Mahkeme) Camii bulunuyor.
Yeni caminin tarihi özelliği var mı? derseniz, bu caminin ilginç bir durumu var.
Caminin ilk binası, Sivas'ın ileri gelenlerinden Selim ağanın eşi Alime Hanım tarafından 1770 yılında yaptırılmış.
Bu bina 1940 yılında minaresi korunmak sureti ile yıkılmış, yerine 1945 yılında betonarme olan bugünkü camii yapılmıştır.
Caminin kendisi değil, minaresi tarihi eserdir.
Han'dan bahsedecek olursam;
Giriş katında kuru meyve, baharat, bakliyat, kuru yemiş gibi ürünler satan dükkanlar, aktarlar var.
Bir nevi İstanbul'da ki Mısır Çarşısı gibi.
Han iki katlı, 2. katında ise daha çok sigorta şirketlerinin, kömür şirketlerinin büroları var.
Örtünün üzerinde kuruması için yayılmış kuşburnu var.
İki katın arasında ki boşluğa (sanırım kuşların gelmesini engellemek için) tel örgü gerilmiş.
Hanın üst katında gıda ile ilgili bir şey yok, sadece emlak, kömür, sigorta gibi iş kollarına ait bürolar var.
Paşa Camisinin minareleri Subaşı handan görünüyor.
Burası da hanın diğer giriş kapısı.
Bir yazının daha sonuna geldik, bir sonra ki bölümde Subaşı Hanın çaprazında yer alan İhramcızade Kültür Merkezine (Çorapçı Han) ait resimlerde görüşmek üzere...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yazmak için;
Google hesabınız yoksa "Anonim" bölümünü işaretleyerek
yorumunuzu yazabilirsiniz.