Sivas Kalesinin bulunduğu tepede 1. resimde gördüğünüz sembolik olarak yapılan minyatür bir kale var.
Tepenin eteklerine doğru ve bazı kısımlarda sur kalıntıları var, onların resimlerini de bu bölümde görebilirsiniz.
Birde Sivas'ı bu tepeden görebileceğiniz manzara resimleri olacak.
Bu konu 2 bölüm olacak.
1. bölümde Sivas Kalesi hakkında bilgileri de bulabileceğiniz Kale ile ilgili resimler ve İstasyon Caddesi tarafına ait manzara resimleri olacak.
2. bölümde ise daha çok bu tepenin Kale Park bölümüyle ilgili resimler olacak.
2. bölümde de yine manzara resimleri olacak.
O manzara resimlerinde Gökmedrese'yi, Selçuklu Parkta bulunan tarihi eserlerin olduğu yerleri ve uzaktan da olsa Yukarı Tekke Mezarlığı ve Abdulvahabi Gazi Hz. Türbesinin olduğu yerleri görebilirsiniz.
Resimleri yayına hazırlarken konuya nereden başlayacağıma veya konuyu nasıl yerleştireceğime dair biraz kararsız kaldım.
Sonra kaleye giden yol ile başlayan, kaleye ait kalıntılar ve bilgilerle devam eden, yol boyunca görebileceğiniz manzaralarla ve tepe noktada yer alan park kısmından resimlerle yazıyı bitirdim.
Sivas Kalesinin bulunduğu tepeye biraz yokuş bir yolu kullanarak çıkıyorsunuz.
Fakat bence çok yorucu bir yokuş değil, yan tarafta ki Sivas manzarasının giderek yükselmesini seyrederken zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz.
Hele birde yanınızda sohbet edeceğiniz bir arkadaşınız varsa yol çabucak bitiyor.
Bu arada hemen belirteyim, Kaleye araçla da çıkılıyor, araçlar için ücretsiz park yeri mevcut.
Biz o gün Kaleye yaya olarak çıktık.
Kalenin kalıntıları yol boyunca karşınıza çıkıyor.
Bir kaç resmide aşağıdan çektim.
Bu resmi Terzioğlu Konağını ziyaret ettiğimiz gün çektim.
Terzioğlu Konağına ait resimleri en kısa zamanda yayınlayacağım.
Konak kalenin alt tarafında ki sokakta yer alıyor.
Kaleye gittiğimiz gün camekânlı kısımdan çektiğim manzara resimleri 2. bölümde olacak.
Kaleye çıktığımız zaman, sembolik kalenin olduğu bölümden kısa bir video çektim.SİVAS KALESİ;
Doğal bir tepe üzerinde kurulan kaleyi, M. Ö. 2. binin başlarında Hititler'in iskân ettiği de bilinmektedir.
Sivas'ın
ilk kalesi Cabira'dır. Ortaçağda Sivas'ın çevresi sağlam bir sur ile
çevrilidir. İlk kez Roma İmparatoru Jüstinyen (527-565) tarafından inşa
edilmiştir. Sivas'ın İran yolu üzerinde olması nedeni ile Jüstinyen daha sonra
bu şehrin sur ve kalesini onararak daha da sağlamlaştırmıştır.
Romalılardan
önce Sivas'ın bulunduğu yerde Cabira adında bir kalenin olduğunu, yine aynı
adla bir şehir kurulmaya başlandığını yazılı kaynaklardan öğrenmekteyiz.
Surlar
Dânişmendliler döneminde yeniden, yaklaşık 1071'de onarılmıştır.
Dânişmend Gazi Sivas'ı ele geçirmiş kaleyi onartmış ve şehri imar ettirerek başkent yapmıştır.
Dânişmend Gazi Sivas'ı ele geçirmiş kaleyi onartmış ve şehri imar ettirerek başkent yapmıştır.
Kale
kitabelerinden anlaşıldığı üzere, Anadolu Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat
zamanında Ömerâdan Bahattin Yakup tarafından kale ve surlar tamir edilmiş;
büyük çapta yapılan onarımda, Timur istilâsı da düşünülerek neredeyse tamamen
yenilenmiştir.
Eratna
Devleti'nin kurucusu olan Kadı Burhâneddin Ahmet de Sivas kalesini tamir
ettirmiş; kuzey, doğu ve güney yönlerini içi su dolu derin hendeklerle
çevirttirmiştir.
Kale
ve surların son büyük onarımı ise Timur istilâ ve yıkımından sonra Çelebi
Sultan II. Mehmet zamanında, ulemadan Akbil adlı kişi tarafından
yaptırılmıştır.
Sivas
Kalesi, üç bölümlüdür: Birisi toprak tepenin bulunduğu yukarı kaledir. İkincisi
bu tepeye yaklaşık 500 m uzaklıkta, çevresi 1500 adım olan sur ki buna aşağı
kale denmektedir. Öçüncüsü ise yaklaşık 10.500 adım, 6500-8400 m. uzunluğunda,
yüksekliği ise 16-25 m. civarında, onikigen (Daireye yakın), büyük kesme
taşlarla inşâ edilmiş, kale ve burçlarla takviye edilmiş sağlam sura sahiptir.
Şehri
tamamen kuşatan dış surların Evliya Çelebi'ye göre beş, Timur'un tarihçisi
Şerafeddin Yezdi'ye göre yedi kapısı vardır.
Bunlar:
I. Kayseri kapısı, 2. Dolap kapısı, 3. Tokma kapısı, 4. Concun kapısı, 5- Selpür (Sülpür) kapısı, 6. Bağdat kapısı, 7. Tokat kapısıdır.
Bunlar:
I. Kayseri kapısı, 2. Dolap kapısı, 3. Tokma kapısı, 4. Concun kapısı, 5- Selpür (Sülpür) kapısı, 6. Bağdat kapısı, 7. Tokat kapısıdır.
Sivas
sur kapıları ve surları bugün mevcut değildir; ancak, bazı kapı adları mahalle
isimleri olarak devam etmektedir.
1979
yılında Tüdemsaş'a giden demiryolu köprüsünün doğusunda soyunmalık binası
yapılırken, temel kazısı sırasında sur kalıntıları ortaya çıkarılmıştır.
Yukarı Kale;
Çelebi Sultan Mehmet tarafından yapılan ve toprak tepe denilen yukarı kale, 40 m. yüksekliğinde olup bu kaleye Akropolis (Yukarı Şehir) de denmektedir.
Yukarı kale kare şeklinde, iki kapılı, duvarla çevrili ve etrafında hendek olmayan müstahkem bir kaledir. Kapılardan biri güneye, aşağı şehre açılır; diğeri ise doğu yönünde devamlı kapalı tutulurdu. Evliya Çelebi'ye göre, XVII. yüzyıl ortalarında yukarı kalede 200 asker evi, bir cami, erzak ambarları, su sarnıçları, cephanelik ve kırk kadar şahi denilen toplar vardır. Her yönüyle mükemmel olan yukarı kaleden, günümüze kuzey yönündeki dik yamaçta bir kaç kesme taş duvardan başka hiç bir iz kalmamıştır. Kalenin üzeri düzenlenerek gazino ve mesire yeri hâline getirilmiştir. İşleri kötüye gidenleri teselli etmek için "Özülme düzelir. Düzelmese kalenin başı düzelmezdi" darb-ı meseli söylenir.
Yukarı kalede yapılan bilimsel kazılarda. 2 m derinlikte Hitit katmanı tespit edilmiştir.
Aşağı
Kale;
Yukarı
kale ile sur arasında yukarı kaleden 300-400 m uzaklıkta, dış surların içinde
Şifâiye, Buruciye, Çifte Minare Medreseleri, Kale Camii ve Kale Hamamı'nı içine
alan dikdörtgen plânlı 20-23 kule, 600 mazgal, 22-27 m yüksekliğinde kesme taş
örgülü 1500 adım uzunluğundaki surların içinde Paşa Sarayı, üç yüz ev,
dükkanlar ve hapishane yer almaktadır.
Paşaların
bir arada oturması zorunlu idi. Haftada dört defa divan kurulur ve toplantılar
yapılırdı. Kale kumandanları ve nöbetçiler kale kapılarının iç yüzünde
beklerlerdi.
Aşağı
kalenin dış surlarının temel kalıntıları, 1988 yılında yapılan kanalizasyon
hafriyatı çalışmaları sırasında İnönü Buharı üzerinde Kongre Binası önünde
ortaya çıkmış, üzeri tekrar kapatılmıştır. Aşağı kaleden (Paşa Kalesi) surlardan
başka iz kalmamıştır.
Sivas
konaklarının temel duvarları ile bazı idarî yapılarda bol miktarda büyük kesme
taşların kullanılmış olması, anılan surlardan sökülen taşlarla inşa edildiği
sorusunu ve şüphesini akla getirmektedir.
(Kaynak:
Denizli, Hikmet, "Sivas Tarihi ve Anıtları")
Sivas Kalesinin bulunduğu tepeye park yapılmış.
İçinde çay bahçeleri ve düğün salonunun olduğu park 50.000 metrekareymiş.
Bu yazının konusu Sivas Kalesi olduğu için onunla ilgili yazı ve resimlere öncelik verdim.
Şimdi kaleye çıkarken geçtiğimiz güzergahta ki resimlere geri dönebiliriz.
Bu sokağın ucu Sivas'ın en meşhur, en bilinen caddelerinden birisi olan İstasyon Caddesine çıkıyor.
Yolun ucunda görünen büyük yapı ise Sivas Büyük Otel.
Bu resimde yolun sonunda gördüğünüz konak, Abdi Ağa Konağı.
Abdi Ağa Konağı bu yıl Sivas'ta ziyaret ettiğim en muhteşem ve güzel konaktı.
Resimlerini ayrıca yayınlayacağım.
Burası da Sivas Devlet Hastahanesi Polikliniği, hastanenin asıl giriş kapısı İstasyon Caddesi tarafında yer alıyor.
O günlerde Ortadoğu üzerinden gelen kum fırtınasının etkisi ile Güneydoğu ve pek çok bölgede böyle bir hava hakimmiş.
Havada güneş var ama önünde bir perde varmış gibiydi.
Hatta geldiğim sabah güneş o kadar değişik görünüyordu ki, ben onu dolunay zannetmiştim.
Kentin üzerinde ki bu hava yüzünden resimlerin çoğu net çıkmadı.
Kalenin olduğu tepeye çıktığınızda sizi ilk olarak büyük bir çay bahçesi karşılıyor.
Bizim gittiğimiz günlerde sezonu bittiği için hizmette değildi.
Çay bahçesine inen merdivenleri, bahçe kapalı olduğu için parmaklıkların arasından çekebildim.
Sezonun bittiği üst üste yığılan masalardan belli oluyor.
Burası da Kalenin diğer tarafına bakan kısım, buranın biraz ilerisinde sol tarafta Gökmedrese var.
Bütün parkların çevre düzenlemelerinde mutlaka çeşme veya fıskıyeli bir havuz bulunur.
2. bölümde çamların diğer tarafında kalan kısımda çektiğim resimler ve bol bol Sivas manzarası olacak.
Yeni bölümde görüşmek üzere...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yazmak için;
Google hesabınız yoksa "Anonim" bölümünü işaretleyerek
yorumunuzu yazabilirsiniz.